DOĞAL GELENEKSEL VE ÇOK GÜZEL

Yolunuz Ege ve Akdeniz kıyılarına uzanıyorsa Küçükkuyu Beldesindeki Adatepe Zeytinyağı Müzesi’ni görmemek olmaz. Akdeniz kültürüne biçim vermiş zeytinle ilgili her şeyi bu müzede bulmanız mümkün…

DOĞAL GELENEKSEL VE ÇOK GÜZEL
Yayınlama: 22.01.2021
Düzenleme: 23.01.2023
4.675
A+
A-

Ülkemizde çok eski ve köklü bir kültürü olmasına karşın, bu ürüne ilişkin yazılı ve görsel malzemelerin yok denecek kadar az olması, Adatepe Zeytinyağı Müzesinin doğuşuna neden olmuş. Zeytinyağı üzerine Türkiye’de ve zeytin üretimi yapılan diğer ülkelerde araştırmalar yapan üç arkadaş tarihi sabunhane binasını restore ederek Adatepe Zeytinyağı Müzesi’ni kurmuşlar.  Yaptıkları ise en uygun düsen isimmiş Adatepe doğal, geleneksel ve çok güzel.

Türkiye’de ilk olan bu müzenin girişine Rum güzeli Refika’nın portresini asmışlar. Refika Adatepe Köyünde 19 yüzyıl sonu ve 20.yüzyıl başında yaşayan bir Rum kızıymış Köyün Rum ve Türk cemaati arasında çok sevilen Refika hem güzel hem de çok neşeli bir kızmış. Düğünlerde şarkılar söyler, çok da güzel dans edermiş. Refika’nın güzelliği ve iyilikseverliği Adatepe köyünün yanı sıra çevre köylerde de dillere destan olmuş.

MÜZEDE YOK YOK

Türkiye’nin ilk zeytinyağı müzesi olma özelliği taşıyan Adatepe Zeytinyağı Müzesi’nde, bir yandan kuru baskı tarzında zeytinyağı ve geleneksel yöntemlerle sabun üretimine devam edilirken, öte yandan civar köylerden toplanmış zeytin, zeytinyağı ve sabun üretimine ilişkin çeşitli araç -gereç ve aksesuarlar fabrika binasında sergileniyor. Zeytinyağı presleri, zeytin toplama aletleri, taşıma ve saklama kapları ve çeşitli folklorik objeler ile Edremit Körfezi civarındaki köylerde nesillerden beri zeytincilik yapan pek çok üreticinin hediye ettiği eski fotoğraflar, zeytin faturaları, zeytincilikte kullanılan elek, sepet, filtre gibi eşyaları bu müzede görebilirsiniz.

HAFTANIN YEDİ GÜNÜ AÇIK

Haftanın yedi günü gezilebilen müzede, geçmişte zeytinyağı üretiminde kullanılan taş değirmenler, mengeneler, burgular, hidrolik presler, amforalar, küpler ile Anadolu’da zeytinyağı üretiminde kullanılmış tüm basit makinelerin model ve maketleri de yer alıyor. Ayrıca, müzenin bahçesinde çok sayıda yerli ve yabancı zeytin türünün aşılama yöntemiyle aynı anda yetiştiği ağaçlar bulunuyor. Müzeyi ziyaret edenlere, zeytinyağının geleneksel üretim aşamaları, saklanması, aktarılması ve filtre edilmesinin yanı sıra geleneksel sabun üretiminin nasıl yapıldığı anlatılıyor.

HEM GÖZE HEM DAMAĞA HİTAP EDİYOR

Adatepe Zeytinyağı Müzesi, modern müzecilik anlayışı gereği olarak düzenlenmiş; müze dükkânından taze zeytin, zeytinyağı, doğal sabun ve özgün olarak tasarlanmış çeşitli mutfak aksesuarları ve kitaplar alabilir, yaz aylarında faaliyet gösteren kır lokantasında da çeşitli zeytinyağlı yemeklerin tadına bakabilirsiniz. Bahçeden topladığınız sebzelerle salata yapabilir, taze köy ekmeği ile zeytinyağının enfes tadına bakabilirsiniz.

ONBİLERCE ZİYARETÇİ AĞIRLIYOR

Adatepe Zeytinyağı Müzesi, Türkiye’nin gelişen kültür turizmi için özgün bir örnek teşkil ediyor. Müzede sergilenen objeler için Türkçe ve İngilizce açıklama metinleri bulunuyor. Yazılar merakınızı gidermezse görevli personel tarafından detaylı bilgi almanız mümkün. Müze haftanın yedi günü 08.30-18.30 saatleri arasında hizmet veriyor. Müzeye giriş ücreti alınmıyor. Yılda 100 bine yakın yerli ve yabanı turist müzeyi ziyaret ediyor.

GÜZELLER GÜZELİ RUM KIZI REFİKA

Türkler arasındaki takma adı Refika’ydı. Kimse gerçek adını bilmiyordu Adatepeli bu Rum güzelinin. Köyün hem Türkleri hem de Rumları çok severlermiş Refika’yı. Güzelliğinin yanı sıra çok neşeli bir kızmış. Düğünlerde şarkı söyler, çok da güzel dans edermiş. Yalnızca Adatepe’de değil Refika’nın güzelliği ve iyilikseverliği çevre köylerde de dillere destanmış.

Zeytin zamanı Refika’nın çalıştığı tarlalarda köylüler hem zeytin toplar hem de Refika’nın şarkılarını dinlermiş. Düğünlerde mutlaka Refika başmisafir olarak çağrılır, şarkı söyletilir, dans ettirilirmiş. Çoğu Hıristiyan olan Adatepe köyünde Türklerle Rumlar yıllarca barış içinde bir arada yaşamış. Ama 1. Dünya Savaşı tüm Anadolu’ya olduğu gibi Adatepe’ye de felaketler getirmiş. İki halk arasında başlayan soğukluk giderek karşılıklı çatışmaya dönüşmüş.

O GİTMİŞ TÜRKÜLERİ KALMIŞ YADİGAR

Yaşanan tüm kargaşaya rağmen Refika’yı yine de Türkler çok sevmeye devam etmiş. Savaştan sonra Türk ve Yunan hükümetleri karşılıklı nüfus değişimine karar verince Refika da mübadeleyle Yunanistan’a giden Anadolu Rumlarından olmuş. Ayrılışı Türkler arasında büyük üzüntüye yol açmış. O gittikten sonra bile adına türküler yakılmış ve her fırsatta, özellikle düğünlerde onun türküsü okunup onun adına dans edilmiş. Bu gelenek Adatepe Köyü’nde hala devam etmektedir.

REFİKA’YI ÖLÜMSÜZLEŞTİRMİŞLER  

Adatepe Zeytinyağı Müzesini kuran üç ortak Refika’nın efsanevi öyküsünü öğrendikten sonra izini sürmeye karar vermişler. Yunanistan’ın Sakız adasına yerleşmiş olduğu ve Yunanistan’ın ilk güzellik kraliçesi seçildiği yönünde efsaneler anlatılan Refika’nın izini bulabilmek için Sakız Adasını ziyaret etmişler.  Burada kendisine ait bir ipucu bulamamışlar fakat bir antikacı dükkanında buldukları güzel bir kız resmi ilgilerini çekmiş. Bu Refikanı’nın resmi olabilir diyerek resmi alıp Adatepe’ye getirmişler. Adatepe’nin yaşlılarına resmin Refika’ya ait olabileceğini söylediklerinde ise,  gözyaşlarıyla birlikte ‘‘Evet O’’ karşılığını almışlar. Onlarda bunun üzerine çağlar boyunca insanlara güzellik ve sağlık veren saf ve doğal Adatepe zeytinyağlarının etiket resminde Refika’yı ölümsüzleştirmişler.

 

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş