ŞİDDETİ DE, YIKIMI DA BÜYÜK OLUR..!

Deprem hakkında ki çarpıcı açıklamalarıyla dikkat çeken Prof. Dr. Doğan Perinçek, Büyük Çanakkale Depremi için bir kez daha uyardı. Perinçek; “Yazdıklarımız dinlenir ya da her zaman olduğu gibi kulak ardı edilirse, olacaklardan yöneticiler sorumlu olacaktır” dedi…

ŞİDDETİ DE, YIKIMI DA BÜYÜK OLUR..!
Yayınlama: 18.12.2018
15.404
A+
A-

Deprem hakkında ki çarpıcı açıklamalarıyla dikkat çeken Prof. Dr. Doğan Perinçek, Büyük Çanakkale Depremi için bir kez daha uyardı. Perinçek; “Yazdıklarımız dinlenir ya da her zaman olduğu gibi kulak ardı edilirse, olacaklardan yöneticiler sorumlu olacaktır” dedi…

 

Çanakkale’nin deprem riski İstanbul ve diğer illere göre daha fazla diyen Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Bölümünden emekli Prof. Dr. Doğan Perinçek; “Çanakkale bölgesinde bulunan fay üzerinde son 281 yıldır 7 ve 7 den büyük deprem olmamıştır. İstatistiksel olarak 7 dolayındaki depremler 250 yılda bir tekrarlanmaktadır. Dolayısıyla son iki yıldır uyardığım gibi söz konusu alanda her an deprem olabilir” uyarısında bulundu.

 

Sosyal medya hesabı üzerinden olası depreme yönelik çarpıcı açıklamalarda bulunan Doğan Perinçek, Çanakkale ve çevresinde yıkıcı büyük depremler olabileceğine dikkat çekerek gerekli önlemlerin alınması konusunda yetkilileri bir kez daha uyardı. Prof. Dr. Perinçek, bu iddialarını fotoğraflarla da desteklerken haritalar üzerinden örnekler verdi.

 

 

9 ŞİDDETİNDE 1875 GÜZELYALI-ÇANAKKALE DEPREMİ…

 

Yıl 1875, Güzelyalı yakınlarında bir deprem oluyor diyerek sözlerine başlayan Deprem Uzmanı; “1875 Güzelyalı-Çanakkale Depremi’nin büyüklüğü 6.7 ve 9 şiddetinde. Deprem tetiklemesi sonucu Güzelyalı gerisindeki tepelerde 5 ayrı büyük heyelan ve Erenköy’ün 2,5 Km batısında diğer büyük heyelan meydana geliyor. Depremin varlığını AFAD (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı)kayıtlarından öğrendikten sonra Çanakkale’ye bağlı Güzelyalı Köyü dolayındaki eski heyelan döküntüsü ve ayrıca Erenköy kuzeydoğusundaki tarihsel büyük heyelanların izleri ortaya çıkarmaya çalıştım. Bu çok zor olmadı. Bu kapsamda, söz konusu heyelanların oluşum ve gelişim nedenlerini, jeolojik ve jeomorfolojik yöntemlerle analiz ederek, heyelanı oluşturan hazırlayıcı ve tetikleyici etmenleri belirlemeye çalıştım. Sonuçta bulgularımı bir makalede yayınladım” dedi.

 

 

ÇANAKKALE’NİN DEPREM RİSKİ İSTANBUL’A GÖRE DAHA FAZLA…

 

1875 Güzelyalı depreminden alınacak dersler bulunduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Perinçek; “Çanakkale Boğazının iki yanında heyelan riski olan alanlar bulunmaktadır. Çanakkale’nin deprem riski İstanbul ve diğer kentlerimize göre daha fazladır. Kent merkezimizin kuzeyinde Şarköy, Saroz Körfezi, Bolayır, Gökçeada dolayından geçen Kuzey Anadolu Fayının ana kolu dışında kentimizin güneydoğusunda Erdek, Biga, Çan, Bayramiç dolaylarından geçen bir fay hattı daha vardır. Bu fay üzerinde son 281 yıldır 7 ve 7 den büyük deprem olmamıştır. İstatistiksel olarak 7 dolayındaki depremler 250 yılda bir tekrarlanmaktadır. Dolayısıyla son iki yıldır uyardığım gibi söz konusu alanda her an deprem olabilir” diyerek uyarıda bulundu.

 

 

DEPREME KARŞI GEREKLİ TEDBİRLER ALINMIYOR…

 

Uyarılarımıza rağmen bu alanda yer alan kasaba ve köylerde depreme karşı gerekli tedbirler alınmadığını vurgulayan Doğan Periçek; “ Kısa vadede köylerde verilecek deprem eğitimi ve çok basit tedbirlerle can ve mal kayıpları önlenebilir. Uzun vadede ise depreme dayanıksız yapıların güçlendirme çalışmaları yapılmalıdır. Bu konularda hiçbir plan ve program yoktur. Sözünü ettiğimiz bu deprem yaratma gücü yüksek iki fay zonu dışında daha güneyde Yenice Edremit Körfezi hattında uzanan diğer bir fay zonuda Çanakkale için yıkıcı etkisi olabilecek depremler yaratabilir” dedi.

 

 

ÇANAKKALE VE KEPEZ, YIKICI TEHDİT ALTINDA…

 

Çanakkale ve Kepez yerleşim yerlerinin önemli bir kısmı alüvyon üzerinde kuruludur diyen deprem uzmanı; “Nehir dolgusu olan bu gevşek malzeme deprem olduğunda onun yıkıcı etkisini artıran bir özelliğe sahiptir. Alüvyon özeliği taşıyan bu zeminlerde uzak durulmalı, yapılaşma bu alanlarda yapılmamalıdır. Yapılırsa da özel bir yapı tekniği kullanılmalıdır. Böyle olunca yapı maliyetleri artmaktadır. Ayrıca alüvyon zeminler tümüyle tarım yapılmaya uygun alanlardır. Bu tip alanlarda yapılaşma olunca hem milli servet olan tarım alanları yok olmakta hem de depreme karşı zayıf zeminlerde bina yapıldığı için depremde yıkılma olasılığı çok artmaktadır. Alüvyondan oluşan zeminlerde depremin şiddeti artmakta, depremin yıkıcı etkisi fazlalaşmaktadır” şeklinde konuştu.

 

 

ÇANAKKALE BOĞAZININ İKİ YANINDA RİSK VAR…

 

Perinçek, Çanakkale Boğazının iki yanında yer alan bazı killi kaya düzeylerinin de heyelan riski içerdiğini ifade ederek; “Deprem sonrasında da bu tip alanlarda yoğun heyelanlar olmaktadır. Çanakkale kent merkezi ve yakınında bu tip alanlardan uzak durulmalıdır. Son yıllarda Erenköy ve Güzelyalı dolayında olan heyelanlar ve 1875 yılında olan Güzelyalı depremi sonrasında olan heyelanlar killi kaya düzeylerinin başımıza ne dertler açacağını göstermiştir” dedi.

 

 

KULAK ARDI EDİLİRSE, OLACAKLARDAN YÖNETİCİLER SORUMLU…

 

Son olarak “Biz bilim insanlarının görevi kentimizi yönetenlere gerekli uyarıları yapmaktır” diyen Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Bölümünden emekli Prof. Dr. Doğan Perinçek; “Yazdıklarımız dinlenir ya da her zaman olduğu gibi kulak ardı edilirse, olacaklardan yöneticiler sorumlu olacaktır.

Çanakkale İzmir karayolunun Erenköy yakınında 2013-2014 yıllarında oluşan heyelanların yol güzergahının jeolojik ve yamaç duraylılığı vb. özellikleri dikkate alınmadan yapılmış ve genişletilmiş olması dolayısıyla insan hatasına bağlı nedenler sonucunda oluştuğu görülmüştür. Bu konudaki tüm yayınlarımıza rağmen ilgililer uyarılarımıza kulaklarını kapatmış, milli servetin zarar görmesine neden olmuşlardır” dedi.

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.