İzmir depremi sonrası Sosyal Konutlar Bölgesi ve Kentsel Dönüşüm Projesi bir kez daha Çanakkale’nin gündemine oturdu. Belediyeyi ve kendisini suçlayanlara cevap veren Başkan Ülgür Gökhan; “2018 yılından bu yana biz çok çalıştık, tüm belgelerimizi eksiksiz gönderdik. Ancak bakanlık bölgenin Riskli Alan ilan edilmesi teklifimizi reddetti. Ama hala belediye yapmıyor diye dedikodu yapılıyor” dedi. ..
İzmir depremi sonrası Sosyal Konutlar Bölgesi ve Kentsel Dönüşüm Projesi bir kez daha Çanakkale’nin gündemine oturdu. Belediyeyi ve kendisini suçlayanlara cevap veren Başkan Ülgür Gökhan; “2018 yılından bu yana biz çok çalıştık, tüm belgelerimizi eksiksiz gönderdik. Ancak bakanlık bölgenin Riskli Alan ilan edilmesi teklifimizi reddetti. Ama hala belediye yapmıyor diye dedikodu yapılıyor” dedi.
Depreme dayanıksız binalarda hayatları risk altında yaşayan vatandaşlar müjdeli bir haber beklese de Başkan Gökhan; “Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumu da göz önüne alırsak bakanlık bölgeyi Riskli alan ilan etmeden yapabilme imkânımız kalmadı” itirafında bulundu…
İzmir depreminin dayanıksız binalar üzerinde yarattığı tahribat ve yaşanan can kayıpları gözlerin bir kez daha Sosyal Konutlar bölgesine çevrilmesine neden oldu. Kentte tartışmalar devam ederken bürokrasiye takılan dönüşüm projesi Çanakkale Belediyesi Kasım ayı olağan meclis toplantısında bir kez daha gündem oldu.
Sosyal konutlarla ilgili olarak 2018 yılı Şubat ayında İl Müdürlüğü aracılığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bölgenin riskli alan ilan edilmesi talebini içeren dosyayı gönderdiklerini ifade eden Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, meclis kürsüsünden konuya ilişkin şu açıklamayı yaptı; “Geçmiş mecliste imar plan tadilatı yapılmış, proje yarışması düzenlemiştik. Seçilen proje üzerinden tek tek ilgili kişilerle görüşülmek üzere, bölge sakinlerinin de onayı ile kimin hangi evde yaşayacağı yüzde 96’sı üzerinde anlaşma sağladık. Geri kalan kısımla da anlaşmak üzereydik. Projelerimizi tamamladık, talebimizi gönderdik. Bakanlık 7 Haziran 2018’de dosya üzerinde teknik düzeltme ve ilave analiz talep etti. 2018 Kasım ayında ÇOMÜ ile protokol yaptık. Üniversite raporları ile birlikte 2019 Şubat ayında zemin etütleri, bina etütleri de yapılarak 19 Şubat 2020 tarihinde idaremize teslim edildi. 21 Şubat tarihinde gerekli diğer eksikliklerimizi de tamamlayarak dosyamızı İl Müdürlüğüne teslim ettik. 6 Mart 2019 tarihinde değişen mevzuat çerçevesinde Bakanlık bizden, Kentsel Dönüşüm Strateji belgesinin 3 ay içerisinde hazırlanarak teslim edilmesini istedi. Yani ‘siz bunları yaptınız ama yeni bir mevzuat çıktı, gidin üç ayda bunu da yapın öyle gelin’ dendi.
Ne zaman istenmiş bu belge bizden? 6 Mart 2019’da yani yerel seçimlerden 1 ay önce. Biz çalışmalarımıza devam ederken 8 Nisan 2019 tarihinde durumun aciliyeti olduğunu, çalışmalarımızı sürdürürken burası için acilen Riskli Alan ilan edilmesini, gereken Kentsel Dönüşüm Strateji belgesini de hazırladıktan sonra teslim edeceğimizi belirtmişiz. Onlarda hayır diyerek; bu belge olmadan teklifimizin dikkate alınmayacağı belirtilmişler. 7 Mayıs 2019 tarihinde Strateji belgesini hazırlamak için çalışmalarımızı devam ettirirken; 11 Haziran 2019 tarihinde 30 gün ek süre istedik. Temmuz 2019 tarihinde Kentsel Dönüşüm Strateji belgemizi hazırlayarak Bakanlığa iletilmek üzere İl Müdürlüğüne teslim ettik. 25 Temmuz 2019 tarihinde tekrar bir daha İl Müdürlüğüne yazarak Riskli Alan İlan edilmesi talebimizin bakanlığa iletilmesi için bir daha yazı göndermişiz.
31 Mart 2019 yerel seçimlerine kısa bir süre kala 17 Mart 2019 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum buraya gelmişti. Sayın Bakan geldiğinde burada bölge sakinlerine bir sözü var; ‘Ayhan Gider ile birlikte biz burada mahalle kültürünü yok etmeden, biz gördük inceledik. Sizin yeriniz çok değerli. 4-5 katlı evleriniz 6-8 kata çıktığı, yol üstü ticarethaneler yapıldığı zaman başka bir ihtiyaç yok. Bizde inşallah burayı 1 Nisan itibariyle riskli alan ilan ederiz. Size kira ile destek veririz, bu dönüşümü inşallah Ayhan Başkan ile birlikte yaparız’ dedi. Ayhan başkan seçilmedi ama bakanlık bize sırtını döndü. Biz buna rağmen talebimizi ısrarla sürdürüyoruz.
Kasım 2019’da tüm belgelerimizi eksiksiz gönderdik. Hatta 13 tane binadan örnekte alarak tahlil yaptırdık ve bakanlığa gönderdik. 28 Ocak 2020 tarihinde bir onay belgesi gelmedi, ne oluyor diye sorduk. Onay belgesinin gelmeyeceği, aksi bir yazı yoksa kabul edilmiştir diye yanıt verdiler. Bunun üzerine bölgenin acilen riskli alan edilmesi teklif dosyamızı 30 Ocak 2020 tarihinde bir kez daha göndermişiz. Bu son yazımız sonrasında Bakanlık 12 Şubat’ta, daha önce teklife konu olan Riskli Alan edilmesine gerek olmaksızın 6306 sayılı kanun kapsamında yapıların Riskli Yapı ilan edilerek tek tek dönüşümünün yapılabileceğinin mümkün olduğunu bildirmiş. Yani bakanlık aslında bize diyor ki, İki de bir riskli alan deyip durma, mevcut yapılar belli. Sen bunları tek tek yık, sonra yap diyor.
Müteahhitler bilir eskiden yüzde 50-55’ler ile inşaat yapılıyordu kat karşılığı. Burada insanların durumları yok. Buraları müteahhitlere kat karşılığı verip; insanlardan da bir kuruş katkı alınmadan yapılmasını sağlayacaktık. Belediyenin de buradan en ufak bir geliri olmayacak, hatta belediyenin kendi yerlerini de gerekirse burası için kullanacaktık. Daha sonra Bakanlık yüksek katlara da müsaade etmeyeceğini söyledi, biz buna rağmen katları yükselmeyelim gerekirse belediyenin yerlerini verelim dedik. Şimdi bina bina yapın diyorlar. Bina bina tek tek yıkıp yerine yenisini yapın diyor. Bende diyorum ki; buyursun gelsin bir müteahhit, 5 katı 8’e çıkartalım tek tek dönüştürsünler. Parası olan dönüştürsün. Ben bu insanların parası olduğuna inanmıyorum.
2018 Şubatından beri uğraştık, didindik ama bakanlık riskli alan ilan etmiyor. Belediye olarak bina bina yıkıp yeniden yapma imkanımız yok. İl müdürlüğüne gidip görüştüm; siz bunla ilgili bir çözüm bulmak zorundasınız. Bunu belediye üzerinden götüremezsiniz dedim. İnşaat sektörü zafiyet içerisinde. Oradaki insanları da daha fazla bekletme şansı yok. TOKİ mi gelir başkası mı gelir bilmiyorum Ankara’dan. Vatandaşta kusura bakmayacak TOKİ’ye para verebilen verir, veremeyen parasını alıp çıkacak. Biz elimizden geleni yaptık.
13 bina ile ilgili ve diğer alanlarla ilgili çalışma yapacağız. Bülent turan ile görüşmek istiyorum. Onunla da kendisi geldiğinde konuyla ilgili görüşüp Bakanlığa gideriz. Eski Sanayi bölgesi de riskli, Barbaros sanayisi de aynı şekilde. Bu noktada artık devletin bir şey yapması gerekiyor. İnsanları para vermeden konut sahibi yapmak için uğraştık. Yüksek kat verecektik, onu da düşürdük ama Belediye hiçbir şey yapmadı demek yalan yanlış işlerdir. Nasıl yaparız, bakanlıkta bize nasıl yol gösterirler bunları değerlendireceğiz” dedi.