Bütün sabrımıza rağmen, çocuklara bir şey yaptırmak bizi bazen çileden çıkarabilir. Kendimizi defalarca aynı şey için uyarıp, sonra da bağırırken buluverdiğimiz olmuştur.
Anne-babalar çoğu kez bir şeyi doğrudan söylemek yerine, çocuklara ne yapmalarını istediklerini belirten ipuçları kullanırlar. “Keşke … yapsaydın ne iyi olurdu.”, “….. yapmanı gerçekten çok isterdim.” gibi ifadeler çocuklar için açık ve kesin ifadeler değildir, yapmasan da olur anlamına gelebilir. O nedenle talepler açık net ve kesin olarak ifade edilmelidir. “Kitaplarını toplasan ne iyi olurdu.” yerine, “Kitaplarını çantana yerleştirmelisin.” daha net bir ifadedir. Bazen çocuklar aynı sözcükleri farklı yorumlayabilir. Mesela “Odanı topla.” çocuk için “Her şeyi dolabının içine tık.” anlamına gelebilir. Çocuk odasındaki bütün eşyaları dolabına tıkar. Açık bir ifadeyle “Kitaplarını kitaplığa, elbiselerini dolaba ve oyuncaklarını da kutularına koy.” daha net ve yanlış yorumlamasına olanak vermeyen bir ifadedir.
Olumlu cümlelerle, sorumluluklarını yerine getirdikten sonra belli ayrıcalıkları yapabileceğini söylemek de bir yoldur. Olumsuz cümleler örneğin “ödevini yapmadan televizyon izleyemezsin, odanı toplamadan dışarı çıkamazsın.” yerine “Ödevini bitirdikten sonra televizyon izleyebilirsin.”, “Odanı topladıktan sonra dışarı çıkabilirsin.’’ gibi olumlu cümleler kurmak iş birliğini artırır.
Defalarca aynı şeyi söylediğiniz halde çocuğunuz sanki sizi duymuyor mu?
Bazen öyle oluyor evet…
Söylenmek, sürekli ders vermek, uzun tartışmalar yapmak, uzun açıklamalarda bulunmak ebeveyn sağırlığına neden olduğunu söylüyor uzmanlar. Anne-baba söylenmeye başladığı anda, işitme duygusunu kapatıp dinler gibi görünür, söylenmenizin bitmesini bekler. Çocuklar sizin söylediğinizi onaylar gibi görünür, “Tamam.” der, ancak sizin yapmasını istemediğiniz davranışı yapmaya devam eder. Anne-babalar bir konuyu onaylamadıklarında açık ve net ifadeler yerine imada bulunarak, yorum yaparak, bezense alaycı bir şekilde dolaylı yollarla anlatırlar. Böyle ifadeler kavgaya davetiye çıkarır, ancak isteklerimizi yaptırmamızı sağlamaz. “Annem yine başladı, nasıl olsa söylene söylene kendisi toplar.” diye düşünür, sizi dinlemez. Bunun yerine kısa ve net ifade ile ne istediğimizi söylemek daha sağlıklıdır.
Çocuğa cevabını veremeyeceği sorular sormamak…
Bu tarz sorular çocuğun yaptığı yanlışı durdurmadığı gibi, inatlaşmasını artırır, yaptığı yanlışı düşünmesini engeller. Çocuğa tehditkar olmayan sorular sorarsak, verdiği cevapları sakin bir şekilde dinlersek, kendimiz nasihatte bulunmadan onu kendi çözümlerini bulmaya yönlendirebiliriz.
Çocuklar kendi seçtiklerini yapmayı çok sever. Çocuğa baskı altında olmadığı ve kontrolün kendisinde olduğu hissini verir. Seçenek sunmak bir yandan sizin çocuğa ulaşmanızı sağlarken, bir yandan da çocuğunuzun özgüvenini ve doğru kararlar alma yeteneğini geliştirmesini de sağlar. “Süt mü, meyve suyu mu?” diye başlanıp, yaş ilerledikçe daha büyük seçenekler için temel oluşturulur. Örneğin uykuya gitmekte zorlanan, pijamalarını giymek istemeyen bir çocuğa, “Pijamalarını giyelim mi?” diye sormadan, “Kuşlu pijamanı mı, ayılı pijamanı mı giymek istersin?” diye sormak, inatlaşmasını kırıp iş birliğini artırabilir. Sunduğunuz seçeneklerin tümünün sizin de onayladığınız şekilde olmasına dikkat ediniz. Örneğin “Ya yemeğini ye, ya da sofadan kalk.” dedikten sonra çocuk sofradan kalkarsa, “Yerine otur ve yemeğini ye.” diye bağırmamalıdır. Yapılacak işle ilgili tek seçenek olduğu zamanlarda, zamanı veya sırayı seçenek olarak sunmak en iyisidir. “Televizyonu 10 dk sonra kapat.” demek yerine, “Televizyonu 5 dk mı, yoksa 10 dk sonra mı kapatmak istersin?” diye sormak iş birliğini artırır. Ödevini yapması ve odasını toplamasını istediğimizde “Önce ödevini mi yapmak istersin, yoksa odanı mı toplamak istersin?” diye sorabiliriz. Çocuğunuz seçeneklerden birini seçme konusunda isteksizse, “Seçimini kendin yapacak mısın, yoksa ben mi seçeyim?” diye sorabilirsiniz. Hala seçim yapmamakta direnirse “Görüyorum ki benim seçim yapmamı istiyorsun.” deyip seçimi siz yapabilirsiniz. Eğer çocuğunuz sizin seçeneklerinizi kabul etmez ve kendi seçeneğini sunarsa, sakince “Ama o seçenekler arasında yoktu.” diyerek ilk sorunuzu tekrarlayabilirsiniz. Seçenek sunmak bir ebeveynden emir aldıkları zaman ortaya çıkan güç gösterisini ortadan kaldırır, çocuklar seçimlerini kendileri yaptıklarında onu daha büyük bir istekle yaparlar.
Çocuklarımızın bazı isteklerine “hayır” diyebilmeyi bilmeli ve uyması gereken kuralları öğretmeyiz. Çocuğunuzun çeşitli kuralları öğrenmesinde doğru şeyleri yapmaya teşvik etmek kadar, bazı şeyleri yapmasına engel olmakta önemlidir. Ancak bir gün izin verilen şeye, ertesi gün “hayır” denildiği durumlarda sorgulamaları arttığı ve kafaları karıştığı için çocuklar inatlaşmaya başlarlar. Kurallar net olmalı, çocuk için anlamsız kalmamalı. Ne, ne zaman neden evet; ne, ne zaman, neden hayır bilgisini onun anlayacağı dilde anlatmak çok önemlidir.
*Çeşitli kaynaklardan yararlanılmıştır.
Ebru MUTLU ÖZDAMAR
Okul Öncesi Eğitimcisi