Çanakkale’nin kanser oranı en yüksek ilçelerinin başında gelen Çan’da devam eden Çan-2 Termik Santrali Projesi’ne kaşı ÇED olumlu kararının iptali ve yürütmenin durdurulmasına yönelik açılan dava kaybedildi fakat umutlar hala yitirilmedi…
Çanakkale’nin kanser oranı en yüksek ilçelerinin başında gelen Çan’da devam eden Çan-2 Termik Santrali Projesi’ne kaşı ÇED olumlu kararının iptali ve yürütmenin durdurulmasına yönelik açılan dava kaybedildi fakat umutlar hala yitirilmedi…
ÖZER’İN VASİYETİ, HAYAT MEMAT MESELESİ…
ODAŞ Elektrik Üretim Sanayi ve Ticaret AŞ’nin Çanakkale’deki Çan-2 Termik Santral Projesi’nin Çevresel Etki Değerlendirmesi’ne (ÇED) ilişkin olumlu kararın iptali için açılan davanın, şirket lehine sonuçlandığı bildirildi.
Bu karar başta yörede yaşayan halk olmak üzere tüm Çanakkale bölgesinde ve çevreciler arasında üzüntüyle karşılansa da karamsarlık yaratmadı. Çan-2 Termik santraline karşı başlattığı mücadeleyi tamamlamaya ömrü yetmeyen ve çocuklarımız kanser olmasın derken yakalandığı amansız akciğer kanserine yenik düşerek yaşamını yitiren MHP İl Genel Meclisi eski Grup Başkanvekili Recep Cahit Özer’in taşıdığı mücadele ruhu ve kazanma umudu birçok kişiye ilham kaynağı oldu. Kamuoyunca Özer’in çevreci vasiyetine sahip çıkılacağı ve çocuklar kanser olmasın diye mücadeleye kaldığı yerden devam edileceği öğrenildi.
Siyaset arenasında ise, Özer’in kemiklerinin sızlamaması için MHP’nin gücü yettiğince mücadeleye devam etmesi, muhalefetteki CHP’nin çevreci politikalar üzerinden destek vermesi ve Çanakkale Termik Santral cehennemine dönerken sessiz kalan iktidarda ki AK Parti’nin yol yakınken bu yanlıştan dönerek çevre ve halktan yana tavır alması bekleniyor.
DAVAYI KAZANAN ODAŞ’IN KEYFİ ŞİMDİLİK YERİNDE…
ODAŞ tarafından Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamaya göre, davanın 10 Mart 2015’te ÇED olumlu kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açıldı.
Açıklamada, iki yıldır devam eden davanın ODAŞ lehine karara bağlandığı belirtilerek, “Çan-2 Termik Santral Projesi’nin ÇED olumlu kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açılmış olan davalar, Çanakkale İdare Mahkemesinin 2017/1565 ve 2017/992 nolu kararları çerçevesinde şirketimiz lehine gerçekleşmiştir” ifadeleri kullanıldı.
Şirket, 10 Mart 2015’te KAP’a yaptığı açıklamada, Mehmet Küçüktekeli ve Yakup Hatı adlı kişilerin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na, Çan-2 Termik Santral Projesi’nin ÇED olumlu kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle dava açtığını bildirmişti. Kurulu gücü 330 megavat olan santralin yerli kömüre dayalı üretim yapması planlanıyor.
BU MÜCADELE RECEP CAHİT ÖZER’İN MİRASI…
Gerek İl Genel Meclisinde gerekse farklı platformlarda sık sık Ölüm Makinesi adını verdiği Çan-2 Termik Santralini gündeme taşıyan Recep Cahit Özer, projenin Çan’ın katledilişinin imzası olduğunu vurgulamış ve herkesi bu mücadeleye destek olmaya çağırmıştı.
Özer, yaptığı bir açıklamada; “Avusturya’dan sökecekleri ölüm makinesini getirip Çan’a koyacaklar. Avusturya söz konusu makineyi hava kirliliğine neden olduğu gerekçesiyle iptal etti. Bu makine için su sistemi yok, mevcut su kaynağını kullanarak çalışıyor, bu da bölgedeki su kaynağının tükenmesi anlamına gelir. Sonra kestaneler kurudu, elmalar kalmadı, armutlar leke yaptı diye yakınmaya başlarız. Bu Termik Santral Projesi Çan’ı öldürecek. Yapılmasına MHP Grubu olarak karşıyız ve üzerimize düşeni yapmakta kararlıyız” demişti.
CİĞERİ PIRIL PIRIL ÇOCUK KALDIĞINA İNANMIYORUM…
Rahmetli İl Genel Meclis üyesi, ilk termik santral yapılırken de halkın çevreci, temiz proje yalanıyla kandırıldığını ileri sürmüş ve; “İlk termik santral yapılırken kömürler tek tek elle seçildi, yıkandı, kurulandı ve Almanya’ya gönderildi. Ama daha sonraki süreçte aynı kömürler kullanılmadı ve kalori hesabına uyulmadı. Şimdi de aynı şekilde kükürt oranı yüksek olan kömürle Çan’ı kirletecekler. Maliyeti düşük tutmak adına az kireçtaşı yakılıyor. Çan halkının sağlığı ile ilgili ciddi endişeler taşıyorum. İlçemizde kanser oranı başka ilçelerle kıyaslandığında fazla. Çan’da ciğeri, pırıl, pırıl olan çocuk kaldığına inanmıyorum” şeklinde çarpıcı iddialarda bulunmuştu.
Özer, bir başka açıklamasında; “Çan jeopolitik konumu itibari ile çukurda kalan bir bölge. Sisin hakim olduğu ilçede sisten kaybolan insanlar oldu. Sonraki aşamalarda Çan’a kurulan seramik fabrikası ve kömür fabrikaları da kirliliğe katkıda bulundu. Her gün o dumanlar havaya karışıyor. Termik santralin en ileri teknoloji ile kurulacağı doğru değil” demişti.
ONLAR ÇED ALDIKÇA BİZ DAVA AÇMAYA DEVAM EDECEĞİZ…
CHP Grup Başkanvekili Hicri Nalbant da siyasi rakibi olmasına karşın MHP’li Recep Cahit Özer’in çevre konularında en büyük destekçisiydi. Termik santral ve altın madeni karşıtı olmasıyla tanınan Nalbant, bir meclis toplantısında Çan’daki ilk santral de çevreyi kirletmeyecek diyerek kuruldu demiş ve “Şu an ilk kurulan santral bölgesinde bir tek salkım, yaprak kalmadı. Önceden bölgeden dokuz kamyon sebze gönderilirken, şimdi bir kamyon zor çıkıyor. Bölgenin tarımsal kaynakları olumsuz etkilendi. O santralin foyası ortaya çıktı. Sonra diğer santralleri aklamaya çalıştılar. Bu çabalar doğru değil. Yeni kurulması planlanan termik santralle ilgili hukuksal başvuruları yaptık. Şimdiye kadar ÇED ile alakalı hiçbir davayı kaybetmedik. Onlar ÇED aldıkça biz dava açmaya devam edeceğiz. Çan halkının yanındayız” diyerek mücadeleyi asla bırakmayacaklarının sinyalini vermişti.