Gezginlerin meşhur bir sözü vardır; “Biga’ya gidip de Tarzan’da köfte yemediyseniz kendinizi Biga’ya gitmiş saymayınız” diye. Gerçekten de Biga dendiğinde Tarzan, Tarzan dendiğinde ise eşsiz lezzetiyle nefis köftesi gelir ilk akla.
Eşsiz lezzetiyle ünü Biga’nın da önüne geçen meşhur Tarzan Biga Köftecisi, damaklarda bıraktığı unutulmaz tadıyla yolu Biga’dan geçen herkesin mutlaka uğrak yeri oluyor. Müdavimleri arasında birbirinden ünlü kişiler bulunsa da, şöhreti artık dünyayı dolaşsa da hala Ahilik gelenekleriyle işletilen bu mütevazı mekan Anadolu esnafının sıcaklığını ve samimiyetini sunması açısından da benzerlerinden ayrılıyor.
Bugün tescilli bir marka olan Biga köftesinin tarihçesi 1939 yılına dayanıyor. O yıllarda Arnavutluk’tan gelerek Biga’da ilk köfteci dükkanını açan rahmetli namı diğer Tarzan Mehmet, Bigalıları o güne kadar bilinmeyen bir lezzetle tanıştırmış. 1954 yılında o zamanlar 13 yaşında olan Şaban Tatlı, çırak olarak başlamış ilk olarak köftecilik işine. İşi öğrenip, ehli olup ustalığa terfi ettikten sonra da 1967 yılında Avşa adasına giderek Tarzan köfte olarak ilk mekanını açmış. O gün bir zeytin ağıcının altında bir mangal birkaç masa ve sandalyeden ibaret olan ancak lezzeti ile namı giderek büyüyen meşhur Tarzan Biga Köftesi, 1993 yılında Şaban Tatlı ile birlikte adını aldığı Biga’ya geri dönmüş.
Biga köftesi ve Tarzan köfte’nin kalite ve standardını korumak amacıyla Türk Patent Enstitüsüne yapılan başvuru olumlu sonuç vermiş ve 2006 yılında marka tescil belgesi alınarak sırrı Tatlı ailesinde gizli olan köftenin markalaşması sağlanmış.
Bugün ikinci nesil Metin ve Adnan Tatlı kardeşlere emanet olan Biga köftesinin eşsiz lezzetinin sırrı her ne kadar Tatlı ailesin de gizli olsa da genel olarak bilgilendirmekte sakınca görmüyorlar. Çünkü her aşamasında marifet ve beceri isteyen Biga köftesi konusunda kendilerine o kadar güveniyorlar ki hiç kimsenin bire bir aynı lezzeti yakalayamayacağını biliyorlar.
Lezzetin sırrı her şeyden önce kullanılacak kıymayı yapacakları etin alınacağı hayvanda başlıyor. Biga köftesinin bir eşi ve benzeri olmadığını vurgulayan Metin Tatlı, köftelerinin eşsiz lezzetinin Biga etinin kalitesinden kaynaklandığını belirtiyor.
Kıymalık et, özenle seçilen dana ve düve gibi çok sayıda ki genç yöre hayvanlarının çeşitli bölgelerinden alınan bonfile, antrikot ve büfteklerin kullanılmasıyla yapılıyor. Kesinlikle hiçbir katkı maddesi kullanılmadığını belirten Metin Tatlı, sadece belirli oranlarda ekmek ve soğan karıştırıldığını söylüyor. Dediğine göre bir köftede katkı maddesi kullanılmışsa bu etin ayıbını kapatmak içinmiş. Doğru et doğru karışımla yoğrulduktan sonra bir gün süreyle mutlaka dinlendirilmesi de gerekiyor.
Biga köftesini pişirmekte ayrı bir marifet diyor Tatlı. Kesinlikle mangal kömürü dediğimiz ızgaralarda pişirilmeliymiş bu lezzeti yakalamak için. Sıradan bir mangal kömürü değil, o bile çok özel diyerek bunu bir tek ben bilirim diye ekliyor. Izgaranın kendisi bile özel. Hala 50 yıllık emektar ızgara ile çalışan Metin Tatlı, her ateşte ve ızgarada pişirilmez diyor ve formülü bende gizli diyerek övünüyor.
Patenti tatlı ailesine ait olan Tarzan ve Biga köftesinin kesinlikle hiçbir yerde şubesi yok ama yinede benzer isimlerle Biga ya da farklı şehirlerde rastlamış ve hatta yanılarak yemiş de olabilirsiniz. Bilmeniz gereken en önemli şey aradaki farkı en kolay nasıl anlayacağınız. Biga köftesini yerken içeceğiniz bir bardak soğuk su size doğruyla yanlışı, gerçekle aldatmacayı kolayca gösteriyor. Eğer suyu içtiğinizde köftenin yağı ağzınızda donuyorsa bilin ki o yediğiniz Metin ustanın gerçek Biga Köftesi değildir. Çünkü Biga köftesi asla yağı ağzınızda dondurmaz.