200 BİN HANENİN YILLIK ELEKTRİĞİNİ KARŞILAYACAK..!

Rüzgar enerjisi için oldukça avantajlı bir coğrafyaya sahip olan Türkiye’de bu alandaki çalışmalar son yıllarda hız kazanmış durumda. Rüzgar enerjisi, özellikle Termik Santraller tarafından kirletilen Çanakkale’de, yenilenebilir enerji kaynakları arasında hiçbir atık ve emisyon çıkarmamasıyla ön plana çıkıyor.

Yenilikçi bakış açısı ile Türkiye’nin geleceği için temiz enerji alt yapısını oluşturma çalışmaları yapan Borusan EnBW Enerji, Çanakkale’de faaliyete geçireceği Saros Rüzgâr Enerji Santrali (RES) ile hem dışa bağımlılığın önüne geçmeyi hem de 200 bin hanenin yıllık elektrik enerjisi ihtiyacını temiz kaynaklardan karşılamayı hedefliyor…

Dünya, temiz enerjiye hiç bu kadar ihtiyaç duymamıştı. Özellikle sanayileşme ile artan enerji ihtiyacı, uzun yıllar boyunca neredeyse tamamen fosil yakıtlardan sağlandı. Atmosferde şu an 100 yıllık kirlilik dolaşıyor. Hava kirliliğine ek olarak, konvansiyonel enerji tesislerinin üretimiyle salınan gazlar, atmosferin oluşturduğu sera etkisi nedeniyle dünyanın beklenenin üzerinde ısınmasına ve iklim değişikliğine neden oluyor. Bu sebeple yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanmak hem günümüz hem de geleceğimiz için büyük önem taşıyor. Çünkü, yenilenebilir enerji kaynakları kullanımı arttıkça, atmosferdeki karbon ayak izimiz de küçülüyor.

RÜZGAR ENERJİSİ İLE SIFIR ATIK, SIFIR EMİSYON…

Yenilenebilir enerji kaynaklarından biri olan rüzgar enerjisi, çevreye atık çıkarmayan temiz bir enerji kaynağı olarak öne çıkıyor. Kurulum ve işletme avantajları sayesinde küçük alanlarda kurulabildiği gibi çevresinde tarım ve hayvancılık yapılmaya da devam edilebiliyor.

Rüzgar gücü, uzun vadede elektrik fiyatlarını düşürebilen bir etki yaratır. Türbin döndükçe doğrudan elektrik üretimi başlıyor. Termik santrallerden çıkan gaz emisyonları, fosil yakıtın kullanıldığı tüm tesislerden çıkan kirletici gazlar yerine, sıfır emisyon ve sıfır atık ile çalışan rüzgar türbinleri, Türkiye’de ticarethane, sanayi ve ev kullanıcısı ile buluşuyor.

RÜZGAR ENERJİSİ YÜZYILLARDIR KULLANILIYOR…

Gelecek vaat eden bir konu olan rüzgar enerjisi son yıllarda tüm ülkelerin gündemine girmiş ve giderek daha çok konuşulmaya başlanmış olsa da, biliyoruz ki bu enerji türü yeni keşfedilmedi. İnsanlar elektrik üretmek, su pompalamak ve gemileri yürütmek için yüzyıllardır rüzgar gücünden faydalanıyor. Şimdi ise sıra bu temiz enerjiyi daha çok insana ulaştırmaya geldi.

ENERJİDE DIŞA BAĞIMLILIK SON BULACAK…

Türkiye lokasyon olarak rüzgar enerjisinden faydalanmaya oldukça elverişli bir bölgede. Bu elverişli rüzgar rejiminin olduğu bir bölgede kurulan, Saros Rüzgâr Enerji Santrali (RES) de Türkiye’nin rüzgâr enerji potansiyelinin geliştirilmesine katkı sunarak enerjide dışa bağımlılığın önüne geçmeyi amaçlıyor. Sıfır emisyonlu, hiçbir kaynağı tüketmeyen ve hiçbir atık çıkarmayan, sürdürülebilir üretim sağlayan Saros Rüzgar Enerjisi Santrali, hem fosil yakıt kaynaklı kirliliği hem de küresel ısınmaya neden olan karbondioksit gibi gazların doğaya salınımını engelliyor.

Tüm bunlarla birlikte istihdama da katkıda bulunan proje ile bölge ve ülke ekonomisinin kalkınması için de çalışmalar yürütülüyor. Saros Rüzgâr Enerji Santrali projesinde rüzgâr türbinlerinin kanat ve kuleleri de Türkiye’deki fabrikalarda üretiliyor. Bu bakımdan yerli rüzgâr enerjisi endüstrisinin gelişimine büyük katkı sağlıyor.

200 BİN HANENİN YILLIK ELEKTRİK İHTİYACI KARŞILANACAK…

138 MW kurulu gücüne karşı sadece 27 adet rüzgâr türbininden oluşacak tesisin kapasite artışı tamamlandığında yılda yaklaşık 200 bin hanenin yıllık elektrik enerjisi ihtiyacını karşılaması bekleniyor. Fosil yakıtla çalışan enerji üretim tesislerini ikame ettiği için atmosfere yılda 267 bin ton karbondioksit salımını da engelleyecek. Bu miktar da 7,3 milyon ağacın yarattığı etki ile eşdeğer. Ayrıca türbin sayısının az olması, arazi ihtiyacını da önemli bir şekilde azaltıyor. Ek olarak, türbinler büyük oranda ağaçsız arazilerde, kullanılmayan şahıs arazilerinde, yerleşim bölgelerinden uzakta konumlandırılıyor.