2012’den beri defalarca iptal edilen ancak yargı kararlarına rağmen inşa edilip faaliyete geçen, Karabiga beldesine kurulu, Cengiz Holding’in Cenal Entegre Enerji Santralı isimli termik santral projesinin ÇED Olumlu Kararı iptal edildi…
2012’den beri defalarca iptal edilen ancak yargı kararlarına rağmen inşa edilip faaliyete geçen, Karabiga beldesine kurulu, Cengiz Holding’in Cenal Entegre Enerji Santralı isimli termik santral projesinin ÇED Olumlu Kararı iptal edildi…
Karabiga Temiz Doğa Derneği, Madra Dağı ve Kazdağı Belediyeler Birliği, Biga Çevre Derneği, TMMOB’ye bağlı Peyzaj Mimarları, Çevre Mühendisleri ve Ziraat Mühendisleri Odası ile Karabigalı 47 yurttaşın açtığı davada, Cengiz Holding tarafından Çanakkale’nin Karabiga beldesine inşa edilen Cengiz Holding’e ait Cenal Entegre Enerji Santralı projesinin ÇevreselEtki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu Kararı iptal edildi.
Cenal Entegre Enerji Santralı projesi hakkında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın verdiği ÇED Olumlu Kararının iptali için açılan davanın duruşması, 16 Mayıs 2016’da Çanakkale İdare Mahkemesi’nde görülmüş, mahkeme davayı reddetmiş ancak daha sonra Danıştay’dan bozma kararı gelmişti. Danıştay kararı uyarınca, termik santral projesi hakkındaki bir başka ÇED davasındaki bilirkişi raporu beklenince uzayan davada karar 28 Kasım 2018’de nihayet geldi.
ÖNCEKİ ÇED DAVASINDAKİ BİLİRKİŞİ RAPORU BEKLENDİ…
Cenal Entegre Enerji Santralına karşı pek çok defa açılan davalarda, termik santral projesi hakkındaki birçok ÇED Olumlu Kararı iptal edilmiş, nihayetinde santral iptal edilen bir ÇED Olumlu Kararına dayanak oluşturan ÇED Raporunun revize edilmesiyle yatırım izni almıştı. 2012 tarihinde termik santral için hazırlanan ÇED Raporu hakkında ÇED Olumlu Kararı verilmiş, bu karar hakkında yargıdan iptal kararı çıksa da, 2009/7 sayılı genelgeden yararlanan şirket 2012 tarihli raporda tespit edilen eksiklikleri giderdiği iddiasıyla tekrar Çevre ve Şehircilik Bakanlığına başvurarak ÇED Olumlu Kararı almayı başarmıştı.
Danıştay 14. Dairesi davanın reddine yönelik kararı bozarak, termik santral projesi hakkındaki 2012 tarihli ÇED Raporu ve bağlı ÇED Olumlu Kararının yargılandığı dava kapsamında gerçekleştirilecek bilirkişi keşfi ve rapor bekletici neden olarak belirledi. Santralın ÇED Olumlu Kararının iptali için açılan güncel davada da, 2012 tarihli ÇED Olumlu Kararına karşı açılmış davadaki bilirkişi keşfi ve raporu beklenmeye koyuldu. Mahkemenin beklediği bilirkişi raporu geçtiğimiz ay hazırlanınca, Çanakkale İdare Mahkemesi Cenal Entegre Enerji Santralı hakkındaki kararını 28 Kasım 2018’de verdi.
2009/7 SAYILI GENELGE VE CERATTEPE ÖRNEĞİ…
Çevre ve Orman Bakanlığı döneminde (Çevre ve Şehircilik Bakanlığının kuruluşuyla birlikte bu bakanlık ortadan kalktı) çıkartılan 2009/7 Sayılı ÇED Yönetmeliği Uygulamaları Genelgesine göre, ÇED kararları hakkında verilen yürütmeyi durdurma ve iptal kararına yol açan ve ÇED Raporunun tamamını etkilemeyen unsurlar revize edildiği takdirde, sıfırdan ÇED süreci işletilmesine gerek kalmıyor. Genelgeden yararlanan projelerde, revize edilen ÇED Raporu için Halkın Katılımı Toplantısı gibi süreçler yeniden gerçekleştirilmiyor ve değiştirilen rapor kısa sürede Çevre ve Şehircilik Bakanlığına sunulabiliyor. Cenal Entegre Enerji Santralı projesinde iptal edilen ÇED Raporunun revize edilerek tekrar ÇED Olumlu Kararı alınması şeklindeki 2009/7 sayılı genelge uygulaması, Artvin Cerattepe maden faaliyetleri için de yine Cengiz Holding tarafından hayata geçirilmişti. Artvin Cerattepe madencilik faaliyetleri projesinin ÇED Olumlu Kararının yürütmesi 20 Kasım 2014’te durdurulmuş, proje sahipleri 21 Kasım2014’te 2009/7 sayılı Genelgeden faydalanmak üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığına başvurmuştu. Cerattepe için verilen ÇED Olumlu Kararı 24 Aralık2014 tarihinde iptal edilmiş, 25 Aralık 2014 tarihindeyse henüz yargıdan iptal gerekçesi bile gelmeden yapılan ÇED revizyonu başvurusu kabul edilmişti. Genelgeden yararlanarak hazırlanan yeni ÇED Raporu hakkında ÇED Olumlu Kararı verilmiş, Artvinli yurttaşların açtığı, Türkiye’nin en yüksek katılımlı çevre davası ise reddedilmişti.
MAHKEME ZEYTİNLİKLERE VE KONUTLARA MESAFEYİ SORUN ETMEDİ…
Danıştay tarafından bekletici neden olarak belirlenen bilirkişi raporunun hazırlanmasının ardından Çanakkale İdare Mahkemesi kararını, 2012 tarihli ÇED Raporundaki eksikliklerin 2014 tarihli raporda giderilip giderilmediğini inceleyerek kurdu. Mahkeme;
Konutlara yeterli uzaklıkta olmadığı belirtilen tehlikeli termik santral atıkları meselesinin ikinci ÇED Raporunda çözüldüğünü, atıkların “tehlikesiz atık ve inert atık” olmasından ötürü santralın kül depolama alanının “II. sınıf düzenli depolama tesisi” olarak düzenlendiğini ve mesafe şartının sağlanarak aykırılığın giderildiğini,
Termik santralın etki alanındaki tarım arazileri, doğal bitki örtüsü ve zeytinliklere olası etkilerinin belirlenmediği savına karşı yeni ÇED Raporunda bu konularda değerlendirmelere yer verildiği ve gerekli taahhütlerde bulunulduğu, dolayısıyla aykırılıkların giderildiği,
Kül depolama sahası ve termik santralın ana ünitelerinden çıkacak salımlar ile küller ile atık suların yeterince değerlendirilmediği konusundaki uyuşmazlık hakkında yeni ÇED Raporunda eksikliklerin giderildiği,
Kazı, dolgu, nakliye, kömür depolama gibi faaliyetlerden ötürü oluşabilecek baca dışı toz salımlarıyla ilgili eksikliklerin yeni ÇED Raporunda giderildiği
değerlendirmelerini yaptı. Ancak Çanakkale İdareMahkemesi giderildiğini tespit ettiği eksikliklere karşın hava kalitesi modellemelerinin uygun yapılmadığı kanaatine vardı.
SANTRALIN ATMOSFERE ETKİLERİNİN DÜZGÜN ÖLÇÜLMEMESİ İPTAL GETİRDİ…
Davanın önceki aşamalarında iptal kararları alınırken, Cenal Entegre Enerji Santralı projesinin atmosfere etkilerinin doğru analiz edilemediği belirtilmiş, Çanakkale İdare Mahkemesi de bu iddiayı iptal gerekçeleri içinde kabul etmişti. 2012 ve 2014 tarihli ÇED Raporlarını karşılaştıran Çanakkale İdare Mahkemesi, santralın atmosfere etkilerinin pek çok sebeple yanlış ve eksik ölçüldüğünün altını kararında bir kere daha çizdi.Karara göre,
Santralın bulunduğu bölgenin hava açısından mevcut kirlilik yükünün belirlenmesi aşamasında hava kalitesi tespit çalışmasının2 ay süresince 8 noktada gerçekleştirildiği, ancak hava kalitesinin mevsimsel değişimlerden etkileneceği dikkate alındığında hava kalitesi tespit çalışmasının tüm mevsimleri kapsayacak şekilde en az l yıl boyunca gerçekleşmesi gerektiği,
Hava kalitesi modellemesinde Erdek veBandırma Meteoroloji İstasyonlarından alınan son 10 yılın yönlere göre aylık esme sayılan toplamı verilerinden yararlanılarak her yıl için hangi yönlerden daha fazla rüzgâr estiğinin bulunduğu, ancak Erdek’e göre Bandırma’nın daha da doğuda olduğu ve bu şekilde çalıştırılan modelin Karabiga’yı daha az temsil ettiği,bunun yerine uzun yıllar verisi için Bandırma ve Çanakkale meteoroloji istasyonlarında türetilen yeni bir veri seti ile Karabiga merkezli modeli çalıştırmanın daha doğru olacağı,
ÇED Raporunda Erdek ve BandırmaMeteoroloji İstasyonlarından alınan son 10 yılın verileri ile Çanakkale’nin1970 yılından itibaren derlenen verilerinin mukayese edildiği, yıllar içerisinde iklimlerin değiştiği, 1970-2010 ortalamaları ile 2002-2010 ortalamalarının,diğer deyişle farklı zaman aralıklarının bir arada değerlendirilmesi suretiyle kullanılan verilerin çalışılan ve raporda sunulan modeli yanlış yönlendirmiş olabileceği,
Kümülatif etki değerlendirmesi için kullanılan yöntemin bölgesel olarak doğru kabul edilebileceği ancak daha geniş ölçekte (Marmara ve hatta Güney Marmara bölgesi) yeterli olmayabileceği, çünkü Aeromod Hava Kalitesi Modelinin sonuçlarının kirletici kaynağından 50 km uzaklığa kadar güvenilir olduğunun kabul edildiği, diğer taraftan kümülatif etki değerlendirmesi için çalıştırılan modelde incelenen yaklaşık 2500 km2’likalan için sadece Erdek ve Bandırma Meteoroloji İstasyonlarına ait verilerin kullanıldığı, bu istasyonların incelenen saha dışında olduğu, topografyası ve bitki örtüsü sıklıkla değişkenlik gösteren ve içerisinde farklı mikro klimalar barındıran bölgenin tek bir meteoroloji istasyonu ile ifade edilmesinin mümkün olmadığı, bu istasyonların inceleme sahasının dışında kaldığı ve bölgeyi temsil konusunda şüphe yaratacağı,
tespit edildi. 2012tarihli ÇED Raporunda, hava kalitesi değerlendirmesi ve modellemesi çalışmalarının tüm mevsimleri kapsamaması ve kullanılan meteorolojik veri setinin bölgeyi yansıtmamasına ilişkin eksikliklerin, 2014 tarihli ÇED Raporunda da aynen yer aldığını gören mahkeme, 2009/7 sayılı Genelgeden yararlanılarak alınan yeni ÇED Olumlu Kararını hukuka aykırı buldu ve iptal etti.