CHP İl Başkanı İsmet Güneşhan, partisi ve genel başkanı ile yardımcısını ağır sözlerle eleştiren AK Parti’nin kurmaylarını öyle sert sözlerle vurdu ki bu tartışmanın mahkemede biteceği neredeyse kesin gibi…
CHP İl Başkanı İsmet Güneşhan, partisi ve genel başkanı ile yardımcısını ağır sözlerle eleştiren AK Parti’nin kurmaylarını öyle sert sözlerle vurdu ki bu tartışmanın mahkemede biteceği neredeyse kesin gibi…
BU KAVGA MAHKEMEDE BİTER…
Seçim sürecinde AK Parti’nin sürekli hedefinde olan CHP, suskunluğunu 24 Haziran öncesi son dönemeç olan bayram arifesinde bozdu. CHP İl Başkanı İsmet Güneşhan hedefine mevkidaşı AK Parti İl Başkanı Gültekin Yıldız’ı alırken Grup Başkanvekili Bülent Turan’a da çok ağır ithamlarda bulundu.
“Partimize ya da partimizin herhangi bir üyesine söz söylemen için ağzını ve geçmişini temizlemen lazım” diyerek seslendiği Yıldız’ı tetikçilik yapmakla suçlayan Güneşhan, grup başkanvekilinin adını ise FETÖ ile birlikte andı.
SİYASİ AHLAKSIZLIK DEDİ, ONURSUZLUKLA SUÇLADI…
CHP İl Başkanı Güneşhan, gündem oluşturan o açıklamasında; “Seçilmiş kadın bir il başkanı, baskıyla, zorla hem de 8 Mart’ta istifa ettirildikten sonra onun yerine oturma onursuzluğunu gösteren ve siyasi ahlaksızlığını yaşayan Ak Parti İl Başkanı Gültekin Yıldız kendi geçmişine, tetikçiliği yaptığı ve kripto FETÖ’cü olduğu dile getirilen Grup Başkanvekiline bakmadan CHP’ye, belediye başkanımıza ve genel başkan yardımcımıza sözler söylemiş. Bu boş sözlere elbette yanıt vermeyeceğiz. Ama bilsin ki Çanakkale bir markadır. Hep kardeşlik, barış ve güzellikle anılır” dedi ve kendilerinin neyle anıldığını hatırlatmakta yarar var diyerek şu cümlelerle devam etti;
ÖNCE AĞZINI VE GEÇMİŞİNİ TEMİZLEMEN LAZIM…
Fethullah Gülen Hocaefendiyi biz kurtardık diyen ve bunu gazetelere manşet yaptıran Grup Başkanvekili ile hatırlanıyorlar.
Yalandan bir suikast planıyla kozmik odaya girilip bu ülkenin sırları yabancı ülkelere kaçırılırken, Genelkurmay Başkanı ve milli ordu unsuru komutanlar terörist ilan edilirken, orduya FETÖ ile birlikte kumpas kurarlarken, bizler Silivri Zindanları önünde, göstermelik mahkemelerde direnirken televizyonlara çıkıp kışkırtıcılık yapan, Hocaefendisine selam gönderen dönemin İstanbul, bugünün Çanakkale Milletvekili ile anılıyorlar.
15 Temmuz hain darbe girişimine katılan, Atatürkçü komutanların tasfiye edilip yerlerine FETÖ’cü komutanları hem de 17-25 Aralık’tan sonra getiren yasa teklifine övünerek imza atan, darbe girişimine altyapı hazırlayan yasa teklifinde imzası olan Grupbaşkanvekili ve Çanakkale Milletvekili’nin tetikçisi bir il başkanı olarak anılıyorsunuz.
Oslo’da “şehirlerin altını bombayla doldurdunuz” diyenleri “oraya ben gönderdim” demekten, Habur’da PKK ile kol kola girmekten, Barzani’ye “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye tezahürat yapanlardan çekinmeyenlerin piyonu olarak anılıyorsunuz.
“Hendeklere göz yumun, terör örgütünün eylemlerine ses çıkarmayın” talimatını verdiğini canlı yayında söyleyenlerin savunucusu olarak biliniyorsunuz.
Barzaniyle poz vermek için hazır olda bekleyen, FETÖ liderlerinin elini öpmek için sıraya girenlerle iş tutan, IŞİD’lileri öfkeli gençler diyenler olarak anılıyorsunuz.
Çocuk tecavüzcülerine, bunların vakıflarına siper olanlar, “kadınlar dövülebilir, hamile kadın sokağa çıkmasın” diyenlere destek olanlar biçiminde anılıyorsunuz.
Camileri genelev yaptılar diyen sözde akademisyen, keşke Yunan galip gelseydi diyen çakma tarihçilerin koruyucusu olarak biliniyorsunuz.
Senin bu sicilin ortadayken, partimize ya da partimizin herhangi bir üyesine söz söylemen için ağzını ve geçmişini temizlemen lazım. Yoksa kalkar birisi “bunca hukuksuzluk olurken, milli orduya kumpas kurulurken, FETÖ, IŞİD, PKK ile kol kola girmişken bir hukukçu olarak sen neredeydin Avukat Yıldız” diye sorar.