ERSÜMER, HİÇBİR ŞEY GİZLİ KALMAZ DEDİ..!

AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın, “İlk izin Ersümer döneminde verildi” demesiyle maden tartışmalarının içine çekilen eski Enerji ve Tabii Kayaklar Bakanı Mustafa Cumhur Ersümer’in cevabı sert oldu. Ersümer; “Her attığım imzamın, her uygulamamın hesabını vererek bu günlere geldim. Allah bütün siyasilere ve başta Bülent Turan’a bu hesabı verilme imkanını versin” dedi…

Çanakkale’de devam eden altın madeni karşıtı eylemler ve binlerce ağacın kesilmesine yönelik tepkiler, giderek çevre platformundan siyasi arenaya kayıyor. Çevreci protestolardan çok siyasi polemiklerle ülke gündemini meşgul eden süreç, doğa mücadelesinden eski ve yeni siyasetçilerin kavgasına dönüştü. Ellerinde ki belgeleri birbirlerine sallayarak ciddi iddia ve ithamlarda bulunan siyasetçiler sertleştikçe, Çanakkale daha da geriliyor.

AK Parti Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ile “Su ve Vicdan” nöbeti başlatan Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan arasında karşılıklı devam eden tartışmalar, geçtiğimiz günlerde Turan’ın; “Altın madenine ilk izin, 25 Nisan 2001 tarihinde dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Mustafa Cumhur Ersümer döneminde verildi” demesiyle yeni bir boyut kazanmıştı. Altın Madeni tartışmalarının içine çekilen Çanakkaleli Ersümer, sadece cevap hakkını kullanmakla kalmadı yine belgelerle çok çarpıcı iddialarda bulundu.

Elinde ki belgeyi yayınlayarak hiç bir izin kendi dönemine ait olmadığını açıklayan eski Bakan Mustafa Cumhur Ersümer, verilen ruhsat için AK Parti dönemini işaret etti. Ben Allah’a şükür inkar etmeden, kimseyi suçlamadan, kimsenin arkasına saklanmadan her attığım imzamın, her uygulamamın hesabını vererek bu günlere geldim diyen Ersümer; “Hiçbir şey gizli kalmaz. Bir gün gelir bilenler bildiklerini açıklarlar birileri de kaçacak delik ararlar. Allah bütün siyasilere ve başta Bülent Turan’a bu hesabı verilme imkanını versin diye de dua ederek yüz akı içinde yaşamaya devam ediyorum” şeklinde konuştu…

MUSTAFA CUMHUR ERSÜMER’İN ÇOK KONUŞULACAK O AÇIKLAMASI…

“Bülent beyin kendini savunma telaşı içinde bana atfetmeye çalıştığı gibi dönemimde verilmiş bir ruhsatın olmadığı ekte sunduğum Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden Dairesi Genel Müdürlüğünce düzenlenmiş  ‘Mahallinde Tetkik ve Değerlendirme Raporunda’ açıkça belirlenmiştir.

Bu raporda, bu resmi belgede ruhsat sahibi ve sahası hakkında bilgiler bölümünde: Erişim no:1 ruhsatının ilk müracaat tarihi ve sayısı (1)karşılığında 21.01.2002/165 sayılı makam oluru yazılıdır benim görev dönemimden sonradır.

Erişim no:2 ruhsatının ilk müracaat tarihi ve sayısı (2) karşılığında 04/02/2002 tarih ve 278 sayı yazılıdır bu ruhsatta benim dönemimden sonradır.

Erişim no:3 ruhsatının ilk müracaat tarihi ve sayısı karşılığında 03/05/2002 tarih ve 11237 sayı yazılıdır bu son ruhsatta benim görev dönemimden sonradır.

BENİM BAKANLIKTAN AYRILMAMDAN 11 YIL SONRADIR…

Ayrıca yine ekli belgede ruhsatın hukuki durumu hakkında verilen detay bilgilerden de anlaşılacağı üzere, üç ruhsat ve bu ruhsatlara dayalı olarak yapılan işlemlerin tamamı, benim görev dönemimden sonradır ve bu belgeyi düzenlemek için yapılan görevlendirmede yine 27/09/2012 tarih ve 4793 sayılı olup benim bakanlıktan ayrılmamdan 11 yıl sonradır.

OLMAYAN MADEN ARAMA RUHSATINI ALTIN ARAMA RUHSATI OLARAK AÇIKLAMAYA İHTİYAÇ DUYMAKTADIR…

Bir an için yok ama bana atfedilmiye çalışılan maden arama ruhsatının varlığını konuyu anlatmak için kabul edelim; Aramacı ruhsatını alır, bu ruhsat altın arama bakır arama değil maden arama ruhsatıdır. Her yıl binlercesi Maden Dairesi Genel Müdürü veya yetkilendirdiği yardımcısı tarafından verilir. Bakan ve bakanlık yetkisinde olan bir iş değildir, bakan tarafından da imzalanmaz. Bülent bey olmayan maden arama ruhsatlarını altın arama ruhsatı diyerek tahrif etmektedir. Olmayan maden arama ruhsatını altın arama ruhsatı olarak açıklamaya ihtiyaç duymaktadır.

HİÇBİR ARAMA RUHSATI, GİT 200.000 AĞAÇ KES, KATLİAM YAP İZNİ VERMEZ…

Her maden arama ruhsatının 30 ay süresi vardır. Aramacı aramayı yapma hakkına sahip olur. Sadece arama yapabilir ama bakır bulur ama mermer ama altın veya hiçbir şey de bulmayabilir. Arama ruhsatları birleşir düşer yeniden çıkarılır bu apayrı bir süreçtir. Yaptığı aramadan sonra ön işletme için başvurur ön işletme ruhsatı, sonra işletme ruhsatı alır ve sonunda gayrisıhhi müessese izni alır ve olayda olduğu gibi malum işler yapılır. Hiçbir arama ruhsatı; git 200.000 ağaç kes, katliam yap izni vermez. Çanakkale içme suyunu görmemezliğe gel demek hiç değildir.

GÜN GELİR BİLENLER BİLDİKLERİNİ AÇIKLARLAR BİRİLERİ DE KAÇACAK DELİK ARARLAR…

Döneminde bütün izinleri vereceksin, ancak bir türlü vermediğin gayrisıhhi müessese izni için şirket çalmadık kapı bırakmayacak, aylar yıllar geçecek sonrada aniden vahiy gelmiş gibi, bir türlü vermediğin, ağaç kesimine, işletmeye geçmeye izin veren gayrisıhhi müessese iznini çıkartacaksın, sonrada 18 yıl önceye gidip olmayan arama ruhsatının arkasına sığınmaya çalışacaksın. Ama oraya sığamazsın. Ayrıca hiçbir şey gizli kalmaz. Bir gün gelir bilenler bildiklerini açıklarlar birileri de kaçacak delik ararlar.

HER ATTIĞIM İMZAMIN, HER UYGULAMAMIN HESABINI VEREREK BU GÜNLERE GELDİM…

Ülkenin ihtiyaçlarını belirlemek izin ve ruhsatlarını düzenlemek stratejileri yapmak önceliklerini hesaplamak iktidarların görevidir bütün çağdaş demokrasilerde olduğu gibi. Verdikleri uyguladıkları kararlarında hesabını verilebilmelidirler. Ben Allah’a şükür inkar etmeden, kimseyi suçlamadan, kimsenin arkasına saklanmadan her attığım imzamın, her uygulamamın hesabını vererek bu günlere geldim.

Allah bütün siyasilere ve başta Bülent Turan’a bu hesabı verilme imkanını versin diye de dua ederek yüz akı içinde yaşamaya devam ediyorum. Çanakkaleli hemşerilerimin haklı mücadelerini sonuna kadar destekliyorum. Kurban bayramlarını kutluyor sevgi ve saygıyla selamlıyorum…”