Türk halkının zor zamanlarında ki en büyük destekçisi olan Kızılay, maalesef son yıllarda kendisi zor günler geçiriyor. Özellikle Elazığ depremi sonrası yeniden alevlenen tartışmaların odağında ki gözbebeğimiz kurum, yolsuzluk, usulsüzlük, adam kayırmacılık, vergi kaçırma, para aktarma gibi bir takım iddialar ile günden güne eriyor. Ne yazık ki benzer bir durumu Kızılay’ın Çanakkale Şubesi de yaşıyor…
Türk halkının zor zamanlarında ki en büyük destekçisi olan Kızılay, maalesef son yıllarda kendisi zor günler geçiriyor. Özellikle Elazığ depremi sonrası yeniden alevlenen tartışmaların odağında ki gözbebeğimiz kurum, yolsuzluk, usulsüzlük, adam kayırmacılık, vergi kaçırma, para aktarma gibi bir takım iddialar ile günden güne eriyor.
Ne yazık ki benzer bir durumu Kızılay’ın Çanakkale Şubesi de yaşıyor. Zan altında bırakılan kurum, sadece azalan bağışlarla kan değil aynı zamanda itibarını ve halkın güvenini kaybediyor. Buna rağmen ne Kızılay ne de yönetim kurulu üyeleri olarak o iddiaları yalanlayan bir açıklama yaparak kamu vicdanını rahatlatmıyor…
Türk Kızılayı, 11 Haziran 1868 tarihinde “Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti” adıyla kurulup, 1947 tarihinde “Türkiye Kızılay Derneği” adını aldı. Kuruluşa “KIZILAY” adını büyük önder Mustafa Kemal Atatürk verdi. Türkiye’deki coğrafi yapı göz önüne alındığında Türk Kızılayı, ülkemiz için olmaz ise olmaz can damarlarımızdan biri haline geldi.
Türk Kızılayı Türkiye genelinde 700’e yakın şubesi, gönüllüleri ve çalışanları ile Türkiye’nin en köklü ve güvenilir kuruluşları listesinin de başındaydı. Ancak ne var ki son yıllarda; tarihin en köklü kurumlarından biri olan Türk Kızılayı’nda yolsuzluk, usulsüzlük, adam kayırmacılık, vergi kaçırma, para aktarma gibi bir takım iddialar gündeme gelmekte ve gün geçtikçe kan kaybedip kamuoyu nezdinde güven yitirmekte.
BAĞIŞLAR DÜŞÜYOR, KIZILAY KAN VE GÜVEN KAYBEDİYOR…
Son olarak Kızılay Başkanı Kerem Kınık’ın Elazığ depreminin daha ilk dakikalarında paylaştığı bağış mesajı tepkilere neden olmuş, akabinde Kızılay üzerinden Ensar Vakfına yapılan 8 milyon dolarlık bağış Türkiye gündemine oturmuştu. İstifası hatta tutuklanması istenen Kınık üzerinden muhalefet ve iktidar arasında ki tartışmalar hararetle devam ederken olan Türkiye’nin gözbebeği Kızılay’a oldu. Bağışlar düşerken her geçen gün kan kaybederek güven yitiriyor. Maalesef benzer iddialarla Kızılay’ın Çanakkale şubesi de karşı karşıya kaldı.
Bazı internet siteleri ve sosyal medya paylaşımları ile yorumlar üzerinden Çanakkale Kızılay Şube Başkanlığı Yönetim Kurulu Üyelerinin AK Parti’ye olan yakınlıklarına vurgu yapılarak ağır ithamlarda bulunuldu. Ancak ilginçtir ki iddialar çok ciddi ve incitici olmasına karşın ne Kızılay tarafından kurumsal olarak ne de yönetim kurulu üyelerince şahsi olarak halen o iddiaları yalanlayan bir açıklama yapılmadı.
KIZILAY YÖNETİM KURULUNDA AK PARTİ AĞIRLIĞI…
Çanakkale değil AKP Kızılay’ı iddiasının yönetildiği bir yayında şube yöneticilerinin AK Partiye yakın isimlerden oluştuğu vurgulanarak; Kızılay Şube Başkanı Ergin Sezen’in Çanakkale AK Parti eski İl Başkan vekili, Şube Başkan Yardımcısı Yücel İskenderoğlu’nun Çanakkale AK Parti Milletvekili Jülide İskenderoğlu’nun eşi, Yönetim Kurulu üyesi Murat Tek’in Çanakkale AK Parti Eski İl Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi Oktay Koç’un Çanakkale AK Parti eski İl Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi Cem Yaşatır’ın Çanakkale AK Parti eski Merkez İlçe Yönetim Kurulu üyesi oldukları açıklanmış, diğer iki yönetim kurulu üyesinin ise yine AK Parti ile bağlantılı isimler oldukları iddia edilmişti.
SORULAR YANIT BEKLİYOR AMA YÖNETİM SUSKUN…
Bu gelişme sonrası gerek kamuoyunda gerekse sosyal medya da hedef haline gelen Çanakkale Kızılay Şubesi de yoğun bir şekilde eleştirilmeye ve ciddi iddialarla kurum ve yöneticileri zan altında bırakılmaya başladı. “Çanakkale Kızılay’da da acaba şartlı bağış ile vergiden kaçınıldı mı?” diye bir iddia ortaya atılırken, “Şubedeki yönetici kademesindeki kişilerin şirketleri böyle bir şeye imza attılar mı acaba” diye soruldu. Çanakkale’de ki Kızılay yöneticilerinin de genel merkez gibi yüksek maaşlar, yol harcırahı ve toplantı huzur hakkı gibi ödemeler alıp almadıkları gündeme geldi.
İSKENDEROĞLU’DA TÖHMET ALTINDA…
Hatta daha da ileri gidilerek AK Parti Milletvekili Jülide İskenderoğlu’nun katılması için Kızılay tarafından programlar düzenlendiği ve bu etkinliklerin organizasyon işini ise eşi Yücel İskenderoğlu’nun yaparak yöneticisi olduğu Kızılay’a fatura ettiği ileri sürüldü. Bu ve daha birçok iddia başta Kızılay olmak üzere yöneticileri yıpratarak büyük zan altında bırakırken ne gariptir ki ne kurum nede yöneticiler tarafından bugüne kadar tek bir açıklama yapılmadı. Şimdi kamuoyu biran önce belgeler ile birlikte bu iddialara yanıt verilmesini ve töhmet altında kalarak itibarı zedelenen Kızılay’ın aklanmasını istiyor ve acil olarak bekliyor.