Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, düzenlediği basın toplantısında madenci şirket tarafından hedef gösterildiğini söyledi. Bunlar parayla herkesi satın alabileceğini zannediyor diyen Gökhan; “Herkesi satın alabilirsiniz ama Çanakkale halkını parayla asla satın alamazsınız” dedi….
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, düzenlediği basın toplantısında madenci şirket tarafından hedef gösterildiğini söyledi. Bunlar parayla herkesi satın alabileceğini zannediyor diyen Gökhan; “Herkesi satın alabilirsiniz ama Çanakkale halkını parayla asla satın alamazsınız” dedi….
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Kirazlı Balaban Mevkiindeki altın madenciliği işletmesi ile ilgili son günlerde gündemde olan konulara ilişkin basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Belediye Başkan Yardımcıları ve basın mensupları katıldı. Gündeme ilişkin değerlendirmede bulunan Başkan Gökhan şöyle konuştu;
YILLARDIR MÜCADELE EDİYORUZ…
“Kirazlı Balaban’da altın işletilmesine karşı yıllardır bir mücadele içerisindeyiz. Neden Kirazlı Balaban Tepesi’ndeki altın işletmesine karşı mücadele veriyoruz? Çünkü o maden alanı, bizim Atikhisar Barajımızın, yani su havzamızın tam tepesinde bulunuyor. Yarın oradaki herhangi bir olumsuzluk, siyanür riski, artı tepe kaldırıldığında oradan çıkacak olan tehlikeli atıkların sular kanalı ya da hava yolu ile Çanakkale’nin üzerine gelme riski olacak. Bu nedenle de oraya altın işletmesi yapılmaması için mücadele veriyoruz.”
ÇANAKKALE HALKI DA KARŞI…
“Bu konu ile ilgili mahkemelere gittik, davalar açtık, davaları kısmen kazandık kısmen kaybettik. Bu risk orada olduğu müddetçe Çanakkale halkının esenliği ve güvenliği için mücadeleyi sürdürme inancını taşıdık. Bugün geldiğimiz noktada, Çanakkale halkının, sadece Çanakkale değil Kepez, Bayramiç, Çan halkının büyük çoğunluğu, hatta yüzde 90’ın üzerindeki insanlar bizim doğru yaptığımızı, haklı olduğumuzu ve geleceklerini koruduğumuzu düşünüyor. Bununla ilgili de arkadaşlar istiyorsa bir kamuoyu yoklaması yapabilirler. Bu yörelerde insanlar ne pahasına olursa olsun bu madeni kur mu diyorlar, yoksa bu işten vazgeç mi diyorlar.”
BİZ DE MUTLULUK İÇERİSİNDEYİZ…
“Dün bir şirket sözcüsü ve müdürü basın toplantısı yapmış. Onun üzerine bu açıklamayı yapma gereği duydum. Açıklamada şöyle demişler; ‘Ruhsatların karşılanmaması noktasında şirketimiz üzüntü içerisindedir’. Onlar üzüntü içerisinde, biz de mutluluk içerisindeyiz. Şimdilik, en azından sayın Bakan’ın Milletvekilimize söylemiş olduğu bir söz var. Bu ruhsatın yenilenmeyeceğini ifade etmiş. Sayın Cumhurbaşkanın da bu işe tepkili olduğunu ifade etmiş. Ben hatta bu konuda hem Sayın Bakanımıza hem de Cumhurbaşkanımıza teşekkür ettim. 13 Ekim’de yenilenmesi gereken ruhsat, şu ana kadar yenilenmedi ve yenilenmeyeceğini de düşünüyorum.”
İŞÇİLER İLE TEHDİT EDİYORLAR…
“Bu süreçte ilgili firma ruhsatın yenilenmesi için birtakım ilişkiler kuruyor ve girişimlerde bulunuyor olabilir. Ama bunu şu ana kadar başaramamış olmasının sonucunda şimdi bizi tehdit etmeye başladı. Oradan işten çıkarılan işçiler ile tehdit ediyor. 200 işçi çıkaracaklarmış ve bunun sorumlusu da bizmişiz. Ben kimseye işçi çalıştırma taaddüttü vermedim. Eğer bunlar yetişmiş işçiler ise başka tesisleri var ve alıp o işçileri orada istihdam edebilir. Bu onların sorunu. Onların vermiş olduğu sözlerin yerine getirememenin telaşındalar.”
BU BÖLGENİN SORUNU…
“Neden sadece bize karşı duruluyor da neden başka işletmelere karşı durulmuyor diye bir soru sormuşlar. Biz bütün yörede siyanür ile altın işletmesi kurulmasına karşıyız. Aşağı yukarı 44 bin 400 hektar alanda ruhsatlandırma var. Şu anda bir tane işletme var. Bir de Eczacıbaşı’nın Şahinli’deki işletme hazırlığı var. Biz bunların hepsine karşıyız ve bunlara karşı verilen mücadelenin içerisinde yer alıyoruz. Hatta bununla ilgili davalara da müdahil olduk. Bu bizim yörenin sorunu. Biga Yarımadası’ndaki Kazdağları dediğimiz bölgede yapılmak istenen çalışmalara karşı olduğumuzu defalarca kez dile getirdik. Ama Kirazlı bölgesindeki işletme tam da Çanakkale Belediyesini ilgilendiren bir bölge. Çünkü benim su havzamın tepesine kurulmak istenen bir işletmeden bahsediyoruz. Burası benim içme suyu kaynağım, hava koridorum ve bu nedenle de bu mücadeleyi vermek zorundayım.”
TEHLİKELERE KARŞI MÜCADELE ETMEK BENİM GÖREVİM…
“Benim madenciliğe karşı bir düşmanlığım yok ama ben bu mücadeleyi Çanakkale halkı adına veriyorum. Çünkü bu benim görevim. Çanakkale halkının esenliği için, sağlık güvenliği için oluşabilecek her türlü tehlikeye karşı mücadele etmek zorundayım. Nasıl altyapısını, parklarını, oyun alanlarını yapmak zorundaysam, sağlıklı su vermek de zorundayım. Bu nedenle tehlikelere karşı mücadele etmek benim görevim.”
EN UFAK BİR DİKKATSİZLİKTE NELER OLACAĞINI BİLİYORUZ…
“Bu noktada sadece altın madenleri ile ilgili değil, termik santrallerine karşı da mücadele ediyoruz. Termik santral konusunda tedbir alınacaktı, ama ne oldu? Süre geldi sonuna dayandı, hiçbir tedbir almadılar. Meclisten de kanun çıktı. Kamuoyu o kadar bu konu ile ilgili baskı yaptı ki, Sayın Cumhurbaşkanı veto etmek zorunda kaldı. Sayın Cumhurbaşkanı dedi ya; ‘bir tarafta sermaye, bir tarafta halkım”. Ben de aynı şeyi söylüyorum. Ben de halktan tarafım. Ben Çanakkale halkı tarafındayım, olmak da zorundayım. Çünkü ben bu kentin Belediye Başkanıyım. Madencilerin yanında olmam düşünülemez. Maalesef ülkemizdeki denetim eksikliği nedeni ile termik santraller felaketi ortaya çıktı. Bunlardan bir tanesi de Çan’da. Gelin birlikte denetleyelim diyorlar. Ama denetimin geleceği konusunda güvencemiz yok. Bunun örneğini Balya’da görüyoruz. Buradaki en ufak bir dikkatsizlikte neler olacağını biliyoruz. Bu adamlar altınlarını alacaklar, heybelerini dolduracaklar ve çekip gidecekler. Bu doğa ile biz baş başa kalacağız. Bunlar para ile herkesi satın alabileceklerini zannediyorlar ama Çanakkale halkını satın alamazsınız. Çanakkale bilinçlidir. Biz bu konuda insanlarımızı aydınlatıyoruz, doğruları söylüyoruz. Dolayısı ile Çanakkale halkı büyük orada hemfikir.”
SEN BURADAN GİDECEKSİN BİZ BU KETTE YAŞAYACAĞIZ…
“Şirket yetkilileri; ‘Burada 25 milyon dolarlık yatırım yaptık. Öğrencilere burslar verdik, okullar yaptık, çöp kutuları verdik, yol yaptık’ diyor. Ben de diyorum ki 151 milyon dolar teşvik aldınız. Bunun sadece 25 milyonunu vermişsiniz. Harcadıklarınızın hepsini gider olarak yazıyorsunuz. Bizi para ile satın alamazsınız. Bu bize bir hakarettir. Yaptığın iyiliği söyleme. Kestiğin ağaçları, tahrip ettiğin doğayı, oluşturduğun riskleri söyle. Bizim tepemizden çekil. Yarın sen buradan gideceksin. Biz bu kette yaşayacağız. Bu görevlerimiz bitecek, tekrar kendi yaşantımıza döneceğiz. O zaman sokakta gezdiğimde bunların hesabı benden sorulur. Sen orada ne iş yaptın, o tehlikeyi görmedin mi derler. Ben bu hesabı vermekten korkarım. Aynı şekilde doğanın katledilmesine karşı da sesimi çıkarmazsam, dilsiz şeytan olmaktan, Allah’a karşı hesap vermekten korkarım.”
HALKIN YARARINA YAPTIĞIMIZ HİÇBİR ŞEYDEN KORKMAYIZ…
“Bazı sosyal medya hesaplarından bizleri hedef gösteriyorlar. Bu bir suçtur. Bunları da para verip sponsorlu yayınlatıyorlar. Biz bu konuda halkın temsilcisiysek, halkın yararına yaptığımız hiçbir şeyden korkmayız. Her şeyin de hesabını veririz. Şantaj noktasında bir şekilde bunları ortaya koyanlar hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Bu şekilde bizi afişe edemezler.”
Basın toplantısı Başkan Gökhan’ın basın mensuplarının sorularını yanıtlamasının ardından son buldu.