Merhaba sevgili okurlar…
1 Eylül “Dünya Barış Günü” geldi… Bu günden ve “barış” kavramının çocuklarla ilişkisinden bahsetmek istedim bu yazımda…
Dünya Barış Günü, barış içinde bir dünya mücadelesi görevini hatırlatmak amacıyla, her sene İkinci Dünya Savaşı’nı başlattığı tarih olan 1 Eylül’de kutlanıyor. Dünya çapında çatışmaların önlenmesi ve barışın var olması yolunda bilinçlenme amaçlanıyor. Genel anlamda “barış” kelimesi düşmanlığın olmaması; başka bir anlatımla kötülükten, kavgalardan, savaşlaran kurtuluş, uyum, birlik, bütünlük, sessizlik, huzur içinde yaşamak olarak tanımlanıyor.
Peki bu kavram çocuklara nasıl anlatılır?
Çocuklar hep bir gelişim içindeler. Yetişkinler, eğitmenler ve ebeveynler olarak onlara mutlu bir şekilde büyüyebilecekleri güvenli ve duyarlı bir dünya bırakmak bizim sorumluluğumuz. Savaşın birçok çocuk hakkını ihlal ettiği, bu yüzden de barışın bir çocuk hakkı olduğu tartışılmaz bir gerçek… Ayrıca çocukların barış isteğinin ve mücadelesinin bir parçası olduğunu hatırdan çıkarmamak gerekiyor. Bu sebeple barışı konuşmak için, savaşın vahşetini duyarsızlaştırıcı bir açıklıkla ortaya sermek yerine, çocuk odaklı yollar üstüne incelikle düşünmek elbette ki daha uygundur.
Toplumun büyük bir kısmı barış kültürünün bir arada yaşamamıza sağladığı faydaların son derece bilincinde. Eğer bunun bu şekilde devam etmesini istiyorsak çocuklarımızın da bunu içselleştirmesi çok önemli ve bu ne kadar erken olursa o kadar iyidir… Bunu aklımızda tutarak, çocuklara barışı açıklamak için sizlerle paylaşmak istediğim bazı yollara bir göz atalım…
Eğer barış eğitimi ailede başlar ve okula uzanırsa, duygusal ve sosyal çatışmaları çözebilme becerisine sahip dengeli çocuklar yetiştirebiliriz. Bu şekilde zorbalık gibi risk ve şiddet durumları ile karşı karşıya kaldığımızda kullanabileceğimiz son derece değerli bir yöntem elimize geçer. Bunu yapmak için barış ile ilgili aktiviteler oldukça etkilidir. Değerler hakkında çocukları eğitmek, daha dengeli ve barışçıl bir topluma doğru ilerlemek için esastır.
Çocuklar genellikle bir şeylerin rolünü yapmayı severler. Evde de, sınıfta da “çatışma tiyatrosu” sahneleyebilirsiniz. Bu aktivite için basit bir sahne oluşturup, çocuklar arasında yaygın olan çatışmalardan oluşan bir liste hayal edersiniz. Örneğin bir oyuncak hakkında bir kavga, ya da yapacak işleri olan ebeveynler ile oyun oynamak isteyen çocuklar arasındaki anlaşmazlıklar bu listede olabilir. Çatışmayı hayal ettikten sonra, bu çatışmanın tanımlanabilmesi için çocuklar tarafından doğaçlanması / canlandırılması önemlidir. Ardından çocuklar bunu tartışabilir, çatışmanın yarattığı duygular hakkında konuşabilir ve barışçıl bir şekilde tepki vermenin en iyi yolunu bulabilirler.
Yemek pişirmek de çocuklara barışı açıklamak için harika bir kaynak. Çünkü bir şeyin nasıl pişirileceğine karar vermeye geldiğinde çatışmalar ortaya çıkabilir. Sembolik yemek pişirmenin bir yolu malzemeleri organize etmektir. Örneğin, pasta yapmak için bazı malzemelere ihtiyaç duyarsınız, bazılarına ise gerek yoktur. Her malzeme, farklı bir kavram ile ilişkilendirilir. Örneğin pasta için tuz kullanmazsınız, bundan dolayı bu malzemeyi “şiddet” terimi ile ilişkilendirebilirsiniz. Ancak yumurta kullanırsınız, dolayısıyla bu malzemeyi “saygı” terimi ile ilişkilendirebilirsiniz. Hem kullanılan, hem de kullanılmayan ürünlerden oluşan bir liste elde edene kadar buna devam etmek önemlidir. Liste bittiğinde çocukları barış pastası yapmak için kullanacağınız malzemeleri seçmeye davet edebilir, bu şekilde bununla ilişkili olan değerleri keşfetmelerini sağlayabilirsiniz.
Ve tabi ki çocuklara hikayeler okumak da “Barış” kavramını anlatmak için bir diğer yol. David Cali’nin “Savaş”, Munro Leaf’ın “Ferdinand” ve David McKee’nin “Dişe Diş” başlıklı kitaplarını bu konuya ilişkin kaynaklardan birkaçı…
Çocuklara barışı açıklamak için kullanılabilecek yolların hepsi, çocukların mutlu ve güvenli bir şekilde gelişebilecekleri barışçıl bir dünya ve pozitif bir ortam yaratabilmek için çok kıymetlidir.
Renk, din, dil, ırk ayrımı olmadan, farklılıklarımızın zenginlik ve güzellik olarak kabul edildiği, savaşların olmadığı, çocukların güldüğü, barışın, eşitliğin ve özgürlüğün hakim olduğu bir dünya dileğiyle…
“Yurtta sulh, cihanda sulh.” Mustafa Kemal Atatürk
Ebru MUTLU ÖZDAMAR
Okul Öncesi Eğitimcisi