ANNELER GÜNÜ YAKLAŞIRKEN…

ANNELER GÜNÜ YAKLAŞIRKEN…
Yayınlama: 07.05.2024
Düzenleme: 08.05.2024
284
A+
A-

 

Merhabalar sevgili okurlar…

Anneler Günü yaklaşıyor… Yine televizyonlarda, reklam panolarında, okul etkinliklerinde ve birçok yerde sürekli “Anneler Günü” üzerine paylaşımlar yapılıyor…

Oğlum Uras’a hamileliğimde tanıştım annelik üzerine birçok kitapla. Aldım, okudum, altını çizdim, işaretledim… Sonra Uras doğdu, o kitaplar bir yerlerde unutuldu… Aslında unutulmadı belki de, kendi annelik öyküm için bana minik minik işlendi bazı sayfalar farkında olmadan… Bu yazımda biraz o kitaplardan alıntılar yaparak annelik üzerine paylaşımlar yapmak istedim. Elbette hiçbir çocuk kitaplarda anlatıldığı şekilde büyümüyor ve hiçbir anne bir diğeri ile aynı olmuyor. Kitaplar bize ilham veriyor; zorluklarda, mutluluklarda her koşulda yalnız olmadığımızı bize gösteriyor.

“… Meğer ben aklım değilmişim sadece, kalbim de değilmişim, bir bedenmişim ben. Ikınıp bir canlıyı hayatla buluşturabilecek basit bir beden. Meğer ben aynadaki ben değilmişim. Aynadaki kimmiş ben başkaymışım. Bir içim varmış benim. Bir de dışım. Meğer tek aşk, şarkılardaki değilmiş. Başka bir aşk varmış yavruya duyulan. Kalbe doğumla dolan. Kaynağından gözyaşlarıyla fışkıran. Meğer beslemeye muktedirmişim. Sütmüşüm ben, ilaçmışım, balmışım. Meğer kokum birine cennetmiş, sığınakmış, yuvaymış. Meğer uykusuzluk da güzel olabilirmiş. Hatta fazla uyku hasret yaparmış, yavrunla arana girermiş. Meğer her şey yeniden başlarmış. Meğer seninle konuşmayan minnacık bir adam, sana kendini anlattırırmış. Meğer benim bir oğlum olacakmış, kim bilebilirdi. Meğer ben bir matruşkaymışım. İçimden bir küçüğüm çıkarmış. Meğer annem beni bundan merak edermiş, arayıp sorarmış, dayanamaz gelirmiş, başımdan eksik olmazmış, deli gibi se vermiş.” “Kelebeğin Hayat Sırları” kitabında böyle anlatmıştı Nil Karaibrahimgil anneliği… Gözlerim dolarak okumuştum. Ama burada anlatıldığı gibi toz pembe olmuyor annelik… Hele ki en başında… Böyle durup düşünmek, anlamlandırmak gerek sanki… O duygular birikiyor, biriktikçe doluyor ve bir zaman sonra taşıyor. O taşma anına kadar iki kişilik bir yaşamdan, üç kişilik bir yaşama geçiş elbette ki endişelerle, duygu değişimleriyle, yepyeni ve bambaşka sorumluluklarla yeni baştan yükleniyor.

Mükemmel annelik diye bir şey yok! Evet bunun altını kocaman çizmek lazım diye düşünüyorum. Annelik yaparken sadece anne değiliz ki… Bazen hatlar karışabiliyor. Hayat böyle çünkü. Bu bizi kötü anne yapar mı, ya da mükemmel olmayan anne diyelim… Bu kitapları sonradan açıp karıştırdığımda, “Aa evet, ben de bunu yapıyorum. Haklısın aslında benzer şeyi ben de düşünmüştüm.” Ya da “Hiç de böyle olmadı.” Dediklerim oldu, oluyor. “Kendimi suçlu hissetmiyorum.” ve “Bendeki bana yeter.” en sevdiğim altı çizili yerler…

“… Biz anneler çocuk büyütürken sürekli yeni bir aşamaya geçme telaşındayız. Bir sonraki aşama bazen daha kolay, bazen çok zor. Ama biliyor musun sevgili anne, en zor sanılan aşamalar geride kaloıyor, hem de o kadar hızlı geçiyor ki süre. Ne zaman oyunun o bölümünü oynadığınızı unutabilecek kadar hızla akıyor zaman. İşte hep söylediğim gibi, çocuk büyütmek bir yarış, varılması gereken bir nokta değil; bir süreç. Arada kızsak da, “Pöf bu günler hiç geçmeyecek mi?” desek de, uykusuz geceler hiç bitmeyecek sanıp, yavrumuzla beraber ağlasak da, tırnaklar toynaktan hallice, göz altları mor, evimizde tsunami olmuş gibi bir dönem yaşasak da, ömrümüzün en güzel günleri bunlar. Günler geçiyor, doğan büyüyor…” Saniye Bencik Kangal “Korkma! İyi bir Annesin” kitabına böyle başlıyor… Yaşamımız boyunca keşfetmekten korkmamak gerekir. Keşfetmek deyince de akla ilk çocuklar gelir. Onlar büyürken, keşfederken, oynarken, sorular sorarken hayatı tanımaya çalışırken önce ebeveynlerinden, sonra da öğretmenlerinden destek alırlar. Sorgularız çoğu zaman kendimizi ben nasıl anneyim diye. Aslında tam da bu noktada bilmemiz gereken şey çocuklarımızın gelişim süreçleri ve her bireyin farklı olduğudur. Bir çocuğunuz olsun veya olmasın, bir çocuk büyütmek, bir çocuğun yüreğine dokunabilmek incelik gerektirir. İşte bu tarz kitaplar herkese bu inceliğe vurgu yapıyor diye düşünüyorum.

Günümüzde her şeyin artık uzmanının olduğu, her şeyin “yeni” doğrularının olduğu, herkesin her şey hakkında kendi doğrusunu ikna etmeye çalıştığı dönemde yeni annelere kendilerini rahatlatacak yaşanmış olayları kısa tavsiyelerle anlatmış Şermin Yaşar “başlarım Şimdi Anneliğe” kitabında. Ve kitap şöyle bitiyor: “Öyle demeyin, annelerin kalbi konuşur. Benimki konuşuyor ve şimdi şunları söyledi: Söyle o yeni annelere, sakin olsunlar ve tadını kaçırmasınlar. Çocuk yapmanın da, bakmanın da…” Yani diyor ki tadını kaçırmayın, tadını çıkarın… Ankara’ya yolunuz düşerse Şermin Yaşar’ın yeni açmış olduğu “Anne Müzesi”ne de bir uğrayın bence…

“Uçaklarda bile oksijen maskesini önce kendinize, sonra çocuğunuza takın diyor. Kendisi hava alamayan anne, çocuğa yeterli oksijeni sağlayamaz.” demişti Doğan Cüceloğlu. Sonuç olarak iyi olmak ve iyi hissetmek her şeyde olduğu gibi annelikte de çok kıymetli..

Çocuklarınızla okuyabileceğiniz “Anne” temalı resimli kitap önerileri de bırakıyorum yazımın sonuna… Nosotros – Paloma Valdiva, Küçüğüm  – Germano Zullo & Albertine, Akıllı Tilkinin Masalı – Debi Gliori, Bir Tanecik Oğlum – Tülin Kozikoğlu, Sayende Anneciğim – Kobi Yamada, Annemin Çantası – Sara Şahinkanat ve Seni Hep Seveceğim – Robert Munsch.

Yüreği anne olan tüm kadınların Anneler Günü kutlu olsun!

Sevgilerimle…

Ebru MUTLU ÖZDAMAR

Okul Öncesi Eğitimcisi

 

Kaynakça:

Başlarım Şimdi Anneliğe, Ş. Yaşar, Elma Yayınları, 2016

Kelebeğin Hayat Sırları, N. Karaibrahimgil, Doğan Novus Yayınları, 2015

Korkma! İyi Bir Annesin, S. B. Kangal, Elma Yayınları, 2017

Mükemmel Annelikten Vazgeçtim, H. Erdoğan, Aya Yayınları, 2016

 

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş