Merhabalar…
Biliyor musunuz, öğretmeniyle hali hazırda oyun oynarken, ne zaman oyun oynayacağını soran çocuklarla karşılaştım son zamanlarda çokça… Bu ne demek? Kurallı oyun sevmeyen, oyundan sadece serbest kalmayı anlayan bir bakış… Çocuklarımız artık bizim gibi eğlenmiyor… Bunu nasıl ifade edeceğimi düşünürken, şunu fark ettim… Çocuklar artık o kadar az serbest kalıyorlar ki, o nedenle de serbest anlara özlem duyuyorlar ve aslında çok eğlenebilecekken, kendilerini sonrasına sakladıkları için belki de anı kaçırıyorlar… Tablet ve telefonda sanal oyunlarla uzun süre hareketsiz kalıyorlar, ekransız kaldıklarında da yapılandırılmış oyunlar yerine sadece kendi başlarına kuralsız oyun oynamayı istiyorlar ve bu da çok uzun sürmüyor, çok çabuk sıkılıyorlar. İşte bu farkındalıktan yola çıkarak oyunun, eski çocuk oyunlarının üzerine düşündüm…
Eskiden çocukluğumuzun oyunları olarak bilinen bir sürü grup ve takım oyunlarımız vardı. Sabah çıkar, akşam hepimiz evlere dağılırdık. Gerçekten öyleydi… Yüzümüzde gülümseme, içimizde enerji hiç tükenmiyordu. Geleneksel sokak oyunlarımız bizler için çok özeldi, şimdilerde sokaklarda bizim oynadığımız oyunlar artık yok denecek kadar azaldı. Körebe, saklambaç, kazık, beş taş, dokuz taş, yağ satarım bal satarım, bezirganbaşı, istop, renkli istop, mendil kapmaca, ip atlama, yakar top gibi sokaklarda eğlenmeye doyamayacağımız oyunları oynardık. Ayrıca zekaya dayalı, hafızayı güçlendiren isim şehir, sesiz sinema gibi oyunlarımız da vardı.
“Çocuğumla oynayacak oyun bulamıyorum.” diyen günümüz anne ve babaların, kendi çocukluklarındaki oyunlarını çocuklarıyla oynaması fikri çok güzel değil mi? Oyun, çocukların gelişiminde önemli bir yer alır. Çocuk, kendi kendine veya arkadaşları ile her alanda oyun oynamanın ve sosyalleşmenin bir yolunu bulur. Oynadığı oyunlarla sorumluluk alır, toplumsal kuralları öğrenir. Düşünce, duygu ve ilişkiler açısından oyun yoluyla kontrol kazanır. Kısaca oyun, çocukları eğlendirirken aynı zamanda onların sosyal, psikolojik ve fiziksel gelişimine etki etmekte ve grup içinde karşılıklı anlayış, hoşgörü ve birbirine saygı göstererek yaşama duygularının temellerinin atılmasını sağlamaktadır.
Günümüzde oyun, ders programlarında, okullarda bir eğitim aracı olarak kullanılmaktadır. Özellikle küçük çocuklar, düşünerek öğrenemezler. Onların öğrenmeleri yaşantı ve deneyimleri aracılığı ile gerçekleşir. Gerçek hayattan alınan örnekler, çocukların ileriki hayatlarında ne yapmaları gerektiğini gösteren bir eğitim yoludur. Oyun ve oyuncağın geçmişi insanlık tarihi kadar eskidir. Tarih boyunca çocuklar, genellikle oyunlarını kendileri oluşturmuşlar ya da büyüklerin oynadıkları oyunları değiştirerek oynamışlardır. Şimdi ise çocukların oyun kurmada, yapılandırılmış oyunlara uyum sağlamada zorlandıklarını görebiliyoruz.
Eskiden çamurdan oyuncaklar yapılırken, şimdi hamurdan oyuncaklar yapılıyor. Sokakta bulup oynadıklarımızın yerine plastikler aldı. Günümüzde çocuklar büyük çoğunlukla evlerinde oynamaya başladılar. Çünkü kentleşme arttığı için, binalar yapıldığı için oyun alanları azaldı. Bu nedenle sokak oyunlarının yerine evde bilgisayar oyunları oynanıyor. Artık günümüzde oyun denince aklımıza bilgisayar oyunları geliyor. Geçmişte oynanan çocuk oyunlarında arkadaşlık ortamı sağlanırdı. Günümüzde oynanan bilgisayar oyunları çocukları birbirinden uzaklaştırıyor ve nihayetinde arkadaş ilişkilerinin zayıflamasına neden oluyor.
Teknolojideki gelişmeler geleneksel çocuk oyunlarının oynandığı alanları değiştirmeye ve hızla daraltmaya başladı. Özellikle şehirlerde yeterli oyun alanlarının kalmaması, trafik ve güvenlik gibi sebepler yüzünden çocuklar geleneksel çocuk oyunlarından uzak kaldılar. Bunların sonucunda eve kapanan çocuklar tablet ve internette oyun oynar hale geldi. İlk etapta çalışan ve çocuğuyla oyun oynamaya vakti olmayan aileler için çocukların evde bilgisayarla oynaması bir çözüm gibi oldu. Fakat artık aşırı ekranın çocukların ruh sağlığını bozduğu bilim çevrelerince de kanıtlanmış durumda.
Tüm bunlar bir yana, geleneksel çocuk oyunlarının tüm gelişim alanlarına; liderlik, saygılı olmak, iş birliği, topluma uyumu kolaylaştırma, merak oluşturma, tahmin etme, dikkat, problem çözme, analiz vb. yönlerden katkılar sağladığı da bilinen bir gerçek… O zaman daha çok oyun, daha çok hareket, daha çok iş birliği, daha çok takım çalışması, daha çok yaratıcılık sarsın çocuklarımızı…
Oyunla kalın…
Ebru MUTLU ÖZDAMAR
Okul Öncesi Eğitimcisi