Faiz yükü altında ezilen çiftçinin çığlığına tercüman olan Çanakkale Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Kaya, adeta üreticinin sırtına daha çok nasıl binebiliriz hesabı yapıldığını vurgulayarak; “Yazıktır, günahtır, soymayın üreticiyi” diye haykırdı.
Devlet politikalarıyla kurumlarının uygulamada çeliştiğine dikkat çeken Kaya; “Yolları yol değil ülkeye ve çiftçiye yanlış yapıyorlar. Herkesin kendine çeki düzen vermesi ve şapkasını önüne, elini de vicdanına koyması gerekiyor” dedi…
Faiz yükü altında ezilen çiftçinin çığlığına tercüman olan Çanakkale Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Kaya, adeta üreticinin sırtına daha çok nasıl binebiliriz hesabı yapıldığını vurgulayarak; “Yazıktır, günahtır, soymayın üreticiyi” diye haykırdı.
Devlet politikalarıyla kurumlarının uygulamada çeliştiğine dikkat çeken Kaya; “Yolları yol değil ülkeye ve çiftçiye yanlış yapıyorlar. Herkesin kendine çeki düzen vermesi ve şapkasını önüne, elini de vicdanına koyması gerekiyor” dedi…
Yeni bir üretim sezonuna başlarken üreticinin sorunlarına değinen Çanakkale Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Kaya, geçen üretim yılının da bir değerlendirmesini yaptı. Başkan Kaya, üreticinin en büyük yüklerinden birinin faiz yükü olduğunu vurgulayarak bu konuda muhatapları göreve davet etti. Başkan Kaya, Çanakkale’de çok konuşulacak şu açıklamaya imza attı;
FAİZ YÜKÜ ÜRETİCİLERİMİZİ CİDDİ ŞEKİLDE ZORA SOKTU…
“Bu yılki üretimi değerlendirecek olursak üretimin ve hasadın ciddi şekilde iyi olduğu bir yıl içindeyiz. Havaların yağmurlu gittiği, hasadın bol ve bereketli olduğu yılı geride bırakıyoruz. Fakat bu hasat döneminde girdi maliyetlerinin fazlasıyla artmasından dolayı üreticinin ürettiği ürünün maliyetinde de yükselmeler oldu. Şimdi bu maliyetler bir şekilde sübvanse edildi, üretici kendi imkanlarıyla artan maliyetleri yok etmeye çalıştı. Fakat tüm bunların yanında üreticilerin üzerine bir de faiz yükü oluşturmak üreticilerimizi ciddi şekilde zora sokmuştur.”
ÜRETİCİNİN SIRTINA DAHA ÇOK NASIL BİNEBİLİRİZ HESABI YAPILIYOR…
“Bugün bakıyoruz tarım sektöründe devletin uyguladığı yüzdede 7, 8, 9 faizler varken, tarım kesiminin tedarikçilerden alışveriş yaptığımızda ödeme zamanı geldiğinde bu yüzde 7, 8, 9 faizlerin lafta olduğunu, bunun hiçbir zaman için özde olmadığını görüyoruz. Sıfır faiz diyerek, mutlaka bir kulp bulup sonrasında sigortası yoktu, o yoktu bu yoktu deyip bir bahane bulup üreticinin sırtına daha çok nasıl binebiliriz diye hesaplarının yapıldığını gözlemekteyiz. Bunun önüne geçebilmek için, üreticinin daha iyi kazanabilmesinin yolunu açabilmek için, üreticinin faiz yükünden kurtulabilmesi için, tarım sektörünün finans desteği sağlayanından tutun, tedarikçisine kadar herkesin kendine çeki düzen vermesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu noktada özellikle ülke çiftçisinin en büyük tedarikçilerinden bir tanesi olan Tarım Kredi Kooperatifinin faiz oralarını gözde geçirmesi gerekiyor.”
HERKESİN KENDİNE ÇEKİ DÜZEN VERMESİ GEREK…
“Bakıyorsunuz bizim faiz oranlarımız düşük deniyor. Sonrasında Kaynak Kullanım Katılım Payı (KKKP) adı altında yüksek miktarlarda, tahsilat yapıldığını görüyorsunuz. Sorduğumuzda adı faiz olmayan ama çiftçinin cebinden başka yöntemlerle çıkan katılım payı adı altında komisyondu, sigortaydı, katkı payıydı, çok oturdun payıydı gibi saçma sapan isimlerle tarımsal üretim yaparak, aç kalmamızı engelleyen çiftçilerimizi soymayın.”
YAZIKTIR, GÜNAHTIR SOYMAYIN ÜRETİCİYİ…
“Türkiye’nin en büyük tedarikçisi olan o kurum, daha hesaplı ürün temin etmesi, üreticinin üzerinden özel bankaların ve piyasadaki tüccarın yükünü alması gereken kurum. O değişik oranlarla alınan paralara baktığımızda, özel bankalardan daha fazla faizi olan da o tedarikçi kuruluş. Kimden neyin fazla parasını alıyorlar, kimden neyin katılım payını alıyorlar. Katılım payı nedir? Kimin ne katılıma ihtiyacı var. Bu kurumlar dilenci mi? Yazıktır, günahtır soymayın üreticiyi. Üreticiyi yalnızca müşteri olarak görmeyin. Onlar sizin iş ortaklarınız. Onlar olmadan sizin orada olmanızın bir anlamı yok. Bu ülkede ürün almanın veya bir araç almanın katılım payı mı olurmuş. Bir komisyonu mu olurmuş. Bu kurumlar komisyoncu kurumlar mı? Bu kurumlar üreticinin yanında olması gereken kurumlar değil mi? Üreticiye bir ürünü tedarik ederken en ucuza, biz tedarik ederiz, etmemiz gerekir diyen kurumlar bu kurumlar değil mi? Üreticinin üzerinden komisyon yükünü alsınlar. Üreticinin üzerinden katılım payı adı altında aldıkları ilave paraları alsınlar. Hükümetlerin, devletin göstermiş olduğu yolda yürüsünler.”
YOLLARI YOL DEĞİL ÜLKEYE VE ÇİFTÇİYE YANLIŞ YAPIYORLAR…
“Yolları yol değil şu anda bu kurumların. Bu kurumlar ülkeye ve çiftçiye yanlış yapıyorlar. Bu kurumların işi çiftçinin sırtında yük olmak değil, çiftçinin sırtındaki yükü almaktır. Tarımı bilmek gerekiyor. Tarımı iyi okumak gerekiyor. Ne yazık ki bizim bürokratlarımız da tarımı güzel okuyamıyorlar, tarımı iyi anlayamıyorlar. Çiftçinin her daim yanında olamadıkları için de bu tarzda sorunlardan uzak kalıyorlar. Devlet faiz lobilerine savaş açmış durumda. Ama ülkenin başka bir kurumu var da faiz lobileriyle beraber çalışıyor gibi bir görünüm var ortada. Evet bakıyorsun sübvansiyonlu faiz. Ama ben ona bakmıyorum. Ben üreticinin cebinden çıkana bakıyorum. Üreticinin cebinden ne çıkıyor? Katılım payı dedik diye faizcilik olmuyor da başka bir şey mi oluyor. Ne oluyor? Neyin katılımı bu?”
HERKESİN ŞAPKASINI ÖNÜNE, ELİNİ DE VİCDANINA KOYMASI GEREKİYOR…
“Dolayısıyla herkesin şapkasını önüne, elini de vicdanına koyması gerekiyor. Çiftçinin üzerinden, çiftçinin cebinden elini çekmesi gerektiğini, çiftçinin üzerinden de yükü azaltan olması gerektiğini düşünüyorum. Şu anda yükümüz azalmıyor, aksine elimizi cebimize attığımızda başka bir el ile karşılaşıyoruz. Bu el de o en büyük tedarikçinin eli. Allah razı olsun, tedarik noktasında bize faydası oluyor. Ama bunu yaparken de bizi soymasın. Üreticinin ayakta durması her şeyden daha önemli. Üretici tedarikçi firmasını da bulur, üretici her şeyi bulur. Ama yeter ki üretici ayakta dursun. Üretici ezilmesin, üretici üretmeye devam edebilecek sermayelere her zaman ulaşabilsin. Şu an da kazancımızın bir kısmını ne yazık ki o tedarikçi firmalara katılım payı adı altında, komisyon altında ödemek zorunda kalıyoruz. Söz konusu kesintilere bir an önce son verilmesi yönünde girişimler başlatılması için konunun muhataplarının derhal harekete geçmesi gerektiğini düşünüyorum.”