Köşe yazarımız Gökhan Bayram, “NE ÇEKTİN BE ÇANAKKALE” başlığıyla yayınladığı bu hafta ki yazısında sadece Çanakkale’nin değil aslında tüm ülkenin kanayan yarası olan bir konuya dikkat çekti.
Liyakattan yoksun bir şekilde işgal edilmiş makamlar, adı yüksek kalitesi düşük mevkiler, içi boş insanların egolarını şişirmekten öteye gitmeyen sıfatlar… Kısaca hak edilmemiş KOLTUKLAR…
Gökhan Bayram’ın kaleme aldığı, siyaset ve bürokrasiyi işaret ettiği, kimi yerler uzun gölgeler veren kısa boylu insanlarca işgal edilmiş dediği bu tembel, cahil ve kıskanç yöneticiler kim?
Gökhan Bayram’ın “NE ÇEKTİN BE ÇANAKKALE” başlıklı köşe yazısını okumak için aşağıda ki linki tıklayın…
http://www.canakkaleozelhaber.com/yazarlar/gokhan-bayram/ne-cektin-be-canakkale/17/
DİP NOT: Liyakat : nitelikli, layık olan memurun hizmete alınması ve yükseltilmesi anlamını içerir. Anayasası’nın 70. Maddesinde geçer. Memurluğun olmazsa olmaz şartıdır. Devlet Memurları Kanunu’na göre memurluğun üçüncü niteliği liyakattir. Liyakatte aranan, esas olan önce bilgi sonra da bir işi layığıyla yapma becerisine sahip olma vardır. Kur’an-ı Kerim konuyla ilgili İlahi emri 1400 yıl önce şöyle beyan etmiştir: “Kuşkusuz Allah görevi liyakatli olana vermenizi, insanlar arasında hakem olduğunuz zaman da adaletle hüküm vermenizi emreder. Varlığınızı sürdürmenizin yegâne şartıdır bu.”(Nisa Sûresi, Ayet:58) Bu ayette Yüce Allah görev verilecek kişide: Dil, din, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç veya benzeri ayrılıklar dikkate almayı değil, ehline görevi tevdi etmeyi emrediyor…