TATİLİN BİTİŞİ VE OKULA DÖNÜŞ

Merhabalar sevgili okurlar…

Tatili sever misiniz? Ben çok severim… Öyle ki valiz hazırlarken, o valizi boşaltacağım günü düşünüp erkenden üzüldüğüm bile olmuştur… Tatil benim için gezmek, yeni yerler görmek, farklı yerlerde – farklı anılar biriktirmek ve tabi ki biraz da dinlenmektir…

Günlük yaşamın birbirini tekrar eden ve giderek daha çok yormaya başlayan günlerinin ardından tatil herkese iyi gelir. Hatta tatile çıkmadan aylar öncesinde heyecanını yaşamaya başlarız. Yorucu ve bunaltıcı iş, okul ya da evdeki sıradanlaşan yaşamımızda hayalini kurduğumuz tatilin enerjisi, yolculuğumuzun başlayacağı o mutlu güne kadar bizi motive eder.

Ve nihayet yolda olmak çok iyi gelir… Tatilin kollarına kendimizi bırakıp başka yerler, insanlar, tatlar, müzikler, renkler, kokular ve doğal güzelliklerle bambaşka bir dünyada yaşarız. Ne var ki her şeyin bir sonu vardır. Dönüş zamanı gelir ve bu tadına doyamadığımız tatil, anılarımızın arasındaki yerini alır. Bir sonraki tatile kadar yapılması gerekenler bizi bekliyordur. Ancak bazıları için eve dönüş kolay olmaz, kendi dönse bile ruhu dönmeyi istemez. Özellikle uzun ve keyifli bir tatilin ardından yaşanan bu duruma “Tatil Dönüşü Sendromu” deniyor. Bu duruma da dikkat etmekte fayda var.

Şehir insanı, yoğun ve stresli geçen bir yılın ardından yapacağı tatil için büyük hayaller kurar. Stres uzak durmaya çalışsak da, yakamızı bir türlü bırakmaz. Huzuru, uzaklaşmayı, mutluluğu tatilden beklemek hepimizin ortak duygusudur. Tatil muhteşem bir şeyken, tatil dönüşü çok hüzünlüdür. Çünkü şimdilerde çalışan ve tatili düşleyenler için hiçbir tatil yeterli gelmiyor artık… Bu yüzden de bazılarımız tatil dönüşü bir boşluğa düşüyoruz. Tatil ne kadar uzun sürerse, bu boşluk da o kadar uzun sürüyor ve isteksizlik, adapte olamama durumları görülüyor. Tatil dönüşü ile şöyle bir şey okumuştum: “Tatilden dönüş güzel ve keyifli bir rüyadan tartaklanarak uyandırılmak, bir çocuğa dondurmayı tattırdıktan sonra elinden dondurmayı almak gibidir…” Ne dersiniz?

Yaz bitiyor… Uzun bir süre sonra çocuklar yeniden okula dönmeye başlayacak. Tatilin ardından okul rutinine dönmek gerçekten alışması oldukça zor bir durum. Elbette bu süreci hem kendimiz hem de çocuğumuz için kolaylaştırmak için yapabileceğiniz şeyler var.

Bazı çocuklar okulu özlemle beklerken ve okul rutinine çok kolay uyum sağlayabilirken, bazıları oldukça endişeli ve gergin hissedebilir. Özellikle endişe yaşayan çocuklara yardımcı olabilmek için çocukların duygularını önemsemek ve nedenleri üzerine düşünmek gerekir. Eğer siz de tatil sonrası okula uyum süreci hakkında endişeler yaşıyorsanız, çocuklarınızı desteklemek ve olumsuz okul deneyimlerini azaltmak için okula dönüş rutini oluşturmak çok iyi bir yol.

Çocuğunuzu okula hazırlanmak için pratik bir çizelge hazırlayabilirsiniz. Örneğin; okul için her gün yapılması gerekenler; erken uyanmak, kahvaltı yapmak, giyinmek gibi… Çocuğunuzun hazırlanırken size ne kadar ihtiyacı var, neleri kendi başına yapabiliyor? Tüm bunları göz önünde bulundurarak uyku saatini düzenleyebilir, hazırlık aşamasındaki gereklilikleri birlikte yapabilirsiniz. Uzmanlar, uyku rutini alışkanlıklarını belirlemek için okulun açılmasına iki hafta kala harekete geçmeyi öneriyor.

Çoğu çocuk eğitim hayatı boyunca okulla ilgili stres ve kaygıyla uğraşır. Bu yüzden doğrudan sorarak, onları okulla ilgili neyin endişelendirdiğini öğrenebilir; endişe ve kaygı deneyimlerini normalleştirerek ona destek olabilirsiniz. Çocuğunuza, şu an hissettiği duyguları başka çocukların da yaşadığını ve alıştıktan sonra üstesinden gelebileceğini söyleyebilirsiniz. Sonuçta endişe ve cesaret, her zaman birlikte var olabilir.

Okula karşı aidiyet duygusu yaratmaya yardımcı olmak da çok önemlidir. Okula ait hissetme duygusu, akademik başarıyı ve öğrencinin huzurunu olumlu yönde etkiler. Okul hakkında konuşurken cesaretlendirici bir ton belirleyerek çocuğunuzun olumlu tutumlar geliştirmesini kolaylaştırabilirsiniz. Ayrıca okul hayatına ilgi göstererek, çocuğunuzu hem akademik hem de sosyal olarak desteklemeye de hazır olmalısınız.

Çocukların bir sonraki okul dönemi hakkında akıllarında yer alabilecek soruları düşünün. Neler aynı, neler farklı olacak? Bunlar hakkında onlarla iletişim kurmanız yaşadıkları stresi ciddi ölçüde azaltabilir. Daha da önemlisi, çocuğunuza sizinle konuşabileceği şeyler hakkında bir sınır olmadığını bildirmek. Çocuğunuzla okul dönemi boyunca sohbet etmek için mutlaka zaman ayırmanız çok kıymetli.

Çocuğunuzun okula dönmesi konusunda siz ne kadar sakin olursanız, o da bu yeni mücadeleyi üstlenmek için o kadar kendinden emin hissedecektir.  Çocuğunuzun okula uyum sürecinin ilerleyişi, çocuğun mizacından yeni durumlarla başa çıkma biçimine; aile ortamından bağlanma biçimlerine ve okul ortamına kadar birçok faktöre bağlıdır. Tüm bunlar uyum sürecinin uzunluğunu ve yoğunluk seviyesini etkiler. Yine de okula geri dönüşü çocuğunuz için olabildiğince konforlu hale getirebilmek için yapabilecekleriniz var. Bu noktada tüm ebeveynlerin hatırlaması gereken en önemli şey, her çocuğun farklı olduğu gerçeği. Bu nedenle ebeveynler ve öğretmenler, uyum sürecini birlikte şekillendirerek çocuğun duygusal ihtiyaçlarına ve davranışlarına duyarlı bir yol izlemelidir.

Bazı çocuklar okula geri dönmeyi hevesle bekler, bazıları okula dönmemek için ağlar. Tüm bu farklı tepkiler, son derece doğal. Sonuçta çocuğunuz mutlaka okuluna alışacak, öğretmenleri ve arkadaşlarıyla bir bağ kuracak ve okulda yepyeni bir eğlence ve keşif dünyası bulacak. Doğru bir destekle sonunda sizin çocuğunuz da okulu, kendisini rahat ve güvende hissettiği bir alan olarak görecek. Bu yüzden sabırlı olmalı ve ona daima anlayışla yaklaşmalısınız.

Şimdiden tüm çocuklarımıza harika bir eğitim öğretim yılı diliyorum!

Ebru MUTLU ÖZDAMAR

Okul Öncesi Eğitimcisi