YOLUN SONUNA GELDİLER..!

Cumhuriyet Halk Partisi Belediye Başkan Adayı ve mevcut Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Beldemiz Kahvesi’nde vatandaşla buluştu. Gökhan, Belediye Meclis Üyesi adayları tanıtımını tek tek yaptıktan sonra gündeme ve seçime dair konuşma yaptı. Başkan’ın Beldemiz Kahvesi’nde yaptığı konuşmalardan notlar:

YOLUN SONUNA GELDİLER..!
Yayınlama: 26.03.2019
4.859
A+
A-

Cumhuriyet Halk Partisi Belediye Başkan Adayı ve mevcut Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Beldemiz Kahvesi’nde vatandaşla buluştu. Gökhan, Belediye Meclis Üyesi adayları tanıtımını tek tek yaptıktan sonra gündeme ve seçime dair konuşma yaptı. Başkan’ın Beldemiz Kahvesi’nde yaptığı konuşmalardan notlar:

 

 

TEHDİT EDİLİYORUZ, TABAN KAYIYOR…

 

“Her sene mahallenize gelip sizlerle dertleşiriz. İyi parti ile bir ittifakımız var. Bize zillet ittifakı diyenleri şiddetle kınıyorum. Çanakkale için özellikle söylüyorum bu bir barış ittifakıdır, kardeşlik ittifakıdır. Birlik ve beraberliği ifade eder. Bunun tersini söyleyenler, kendi işlerine baksınlar ve durumlarını gözden geçirsinler. Çok enteresan işler oluyor. Televizyonda her kanalda Cumhur İttifakı’nın adayları konuşuyor. ‘Yandaş medyadır’ dedik onu da kabul ettik. TRT de aynısını yapıyor. TRT böyle bir şey yapabilir mi? Yapamaz. TRT’nin kaynağını hepimiz ödüyoruz. Siyasi partilerin görüşlerini eşit olmasa bile adil bir biçimde vermesi gerekiyor. Burada adaletsizliği görüyorsunuz.

Hadi adaletsizliği yaptın. Peki neden bizi yerden yere vurmaya çalışıyorsun kötü bir şekilde. Tehdit ediliyoruz. Başkanlarımız tehdit ediliyor. Hepimiz tehdit ediliyoruz. ‘Seçimden sonra görürsünüz, soracağız’. Neyi soracaksınız? 1 hafta var. İstediğini sor, elinden tutan mı var? Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Akşener, Sayın Karamollaoğlu orada. Artık sormadan geçtiler. Yalvarmaya başladılar. ‘Lütfen oy verin, yalvarıyorum oy verin’ noktasına gelindi. İzlemişsindir. Kendi tabanlarını tutmaya çalışıyorlar. Taban kayıyor. İktidar olmuşlardı ama çoğunluğu mecliste alamamışlardı.”

 

 

TÜRKİYE’DE HUKUK DEVLETİ SONA ERMİŞTİR…

 

“Neden kötüye gidiyor? Geçen hafta Barbaros Mahallesi’nde seçim propagandasına başladığımızda dolar 5.43’tü. Bir sonraki buluşmamızda dün akşam 5.77’ydi. Artarak gidiyor. ‘Dolarla işim yok’ demeyin. Enerji kaynaklarınız, petrol her şey dolarla. 500 milyar dolar borcun var hemşerim. Bunu silmezler, çatır çatır ödetirler, ödeyeceğiz. Onun için ‘Dolardan bana ne’ diyemezsiniz.  Ne oldu bu dolara? Hukuk devleti Türkiye’de sona ermiştir. Adalet, savcı hepsi var ama hukuk devleti kavramı kalmamıştır. Adalete güven kalmamıştır. Adalete güven yerlerde sürünmektedir. Bu durumda nasıl olacak da bize yabancı sermaye gelip yatırım yapacak? Nasıl olacak da biz üreteceğiz? Nasıl işsizlik düşecek? İnsanlar çocuklarının işsizliğinden perişan oluyorlar. İş yerleri kapanıyor. O da yetmemiş gibi enflasyon almış başını gitmiş.”

 

ÇANAKKALELİ İLGİLİDİR, BİLGİLİDİR…

 

“Geçen hafta Cuma pazarında 2 tek domates alıp tarttıranı gördüm. Bunu da gördüm. Hepiniz pazara gidiyorsunuz. Böyle bir atmosferde yerel seçime gidiyorlar. Bütün bunlar olurken varsa yoksa Kılıçdaroğlu, Akşener, Karamollaoğlu. Çanakkaleli hemşerilerim siz uyanık insanlarsınız. Defalarca her seçimde sizlerle konuştuk. Sizler bize güvendiniz, hep kazandık. Çanakkale insanı; ilgilidir, bilgilidir.”

 

 

YOLUN SONUNA GELDİ BUNLAR. YOLCUDUR ABBAS BAĞLASAN DURMAZ…

 

“Yolun sonuna geldi bunlar. Yolcudur Abbas bağlasan durmaz. Seçimden sonra gidiyorlar.

Aileler çocuklarına harçlık veremiyor. Çocuklar intihar ediyor. Boşanmalar artıyor. Toplum düzeni bozuluyor. Bir ailenin düzeni bozulduğunda ve bu çoğaldığında toplumun da düzeni bozulur. Toplumun moral, motivasyonu düşer. Çevrenizde devamlı dertlenen, alışveriş yapamayan, çocuğuna harçlık veremeyen insanlar. Bunu engellemenin yegane şartı oylarınızı bu iktidara vermemekten geçer. Bir ders falan değil. Ders vermeyeceğiz. Temelli gitmelerini sağlayacağız. Bu sürdürülemez.”

 

ATATÜRK DEDİĞİN ZAMAN TÜYLERİ DİKEN DİKEN OLUYOR…

 

“Her zaman kullanılmaya hazır bir iktidara bu ülkenin tahammülü yoktur. Atatürk zamanında nasıl borçlarımızı ödediysek biz yine üretir yine borçlarımızı öderiz. Tasarruf edip yine öderiz. Yeter ki biz o günlerin anlayışına geri dönelim. Atatürk dediğin zaman tüyleri diken diken oluyor. Bazen Mustafa Kemal’i kullanıyorlar ama biz Mustafa Kemal Atatürk’ diyoruz.”

 

 

FETÖ İLE İŞ BİRLİĞİ YAPAN DA SİZDİNİZ, APO İLE İŞ BİRLİĞİ YAPAN DA SİZDİNİZ…

 

“Sayın Jülide İskenderoğlu hanımefendi, vekilimiz; kendisi kibar bir insandır aslında. Lapseki’deki konuşmasında; muhtemelen İyi Parti’nin adayından bahsederek (Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi’nin orada adayı yok) ‘AKP kazanmaz diğer partinin adayı kazanırsa HDP’liler Apo bayrağı ile mi çıkacaklar?’. HDP’liler Apo bayrağı ile çıkmaz, buna kimse müsaade etmez de sizin bazı fotoğraflar var sosyal medyada dolaşıyor. Barzani’yle yan yana, Şivan Perver’lerle. Bunları unuttuk zannetmeyin. O bayrağı Başbakan’ın arkasına diktiniz, poz verdiniz. Apo’yla selamlaşan, methiye düzen Cumhuriyet Halk Parti’li kimseyi ben hatırlamıyorum. Biz sayın mayın demedik. Siz dediniz. Dolmabahçe’de yan yana pozlarınız var. Ne oldu siz bir anda kahraman, milliyetçi kesildiniz de bize laf ediyorsunuz, özdeşleştiriyorsunuz. FETÖ ile iş birliği yapan da sizdiniz, Apo ile iş birliği yapan da sizdiniz.

Burada kimse Apo bayrağı ile çıkmaz, en ala Türk bayrağı ve Atatürk resmiyle çıkar.”

 

ÜZÜNTÜYLE İZLEDİM. HİÇBİR ENGELLİMİZİN ZARARI YOKTUR…

 

“Engelliler Korosu’nu, spastik engelliler okulumuzu, özel sınıflar desteğimiz, yeni projelerimizi biliyorsunuz. Okul bitiyor aileler engelli bireylerle baş başa kalıyor. Çocuklara mesleki eğitim vererek birey olarak var olmalarını sağlamamız lazım. Bir kentte yaşıyorsak engellilerle beraber aynı şartlarda yaşamak zorundayız ve mücadele ediyoruz. Geçen gün Sayın Emine Erdoğan bir beyannamede bulunmuş. Üzüntüyle izledim. Şöyle diyor; ‘Keşke bütün engelliler, down sendromlu olsa hiç kimseye bir zararları yok’. Yani diğerlerinin zararları mı var? Bir lafı ederken çok dikkatli olmak lazım. Hiçbir engellimizin hiçbir kimseye zararı yoktur. Asla bunu kabul etmiyorum. Ne kadar ağır engelli olursa olsun hepsi insandır, varlıktır. Mutlaka bir şey yapabilir durumdadır.”

 

 

DEVLETİN İMKANLARINI ASLA TEHDİT UNSURU OLARAK KULLANAMAZSIN SAYIN BAKAN…

 

“Adalet ve Kalkınma Partisi’nin adayı şöyle bir sürece girdi. Bakanlar da gelip söylüyor. ‘Adayımız seçilirse her şeyi yapalım. Sarıçay’ı yapalım, arıtma tesisinizi yapalım’ deniyor. Reşat Tabak’tan itibaren Cumuriyet Halk Partisi ile Çanakkale bu duruma bakanlar sayesinde mi geldi? Devletin imkanlarını asla tehdit unsuru olarak kullanamazsın Sayın Bakan. O parada hepimizin hakkı var. Senin bakanlığının yatırımlarında Çanakkale halkının hakkı var. Hangi parti olursa olsun devlet ayırım yapmaz. Bunların devlet kavramları yok. Devlette hak vardır, hukuk vardır. Bu durumu şiddetle kınıyorum. Çanakkale Belediyesi; kaynaklarını israf etmeden, peşkeş çekmeden Atık Su Tesisi’ni de, köprülerini de bütün yatırımlarını yaptı. Bütün yatırımları öz kaynaklarımızla yaptık. İller Bankası var. Destek vermek zorundadır.”

 

 

 

KATAR BABANIN OĞLU MU..?

 

“Onların mevcutları yıkmakta üzerine yok. Son zamanlarda fabrika meselesi var. Satmadın tamam, tapu devri yapmadın ama 25 yıllığına kiraya verdiler. Katar’a. Sayın Cumhurbaşkanı ‘50 milyon dolar lazım’ dedi. Sayın Kılıçdaroğlu ne dedi: ‘1 hafta içinde bulmazsam namerdim’ dedi. Bir şey diyebildi mi? Demek ki bulunabiliyormuş. Ne fabrikası? Silah fabrikası. 25 yıl. Bu yıllar içerisinde hiçbir gelişme olmayacak mı? Ar-Ge çalışması yapılmayacak mı? Bunlar devlet sırrı değil midir? Katar, babanın oğlu mu? Nasıl güveniyorsun sen ona? Ya Katar başka birine bu bilgileri satarsa? Oranın dürüst işçileri ‘Biz bu vebalin altına giremeyiz’ diye tayinlerini istedi. Bravo onlara, tebrik ediyorum. Bunun bir örneği var bu ülkede Telekom. Kiraladılar. Arsalarını binalarını sattılar. Ettikleri kiraların karlarını alıp götürdüler. Bankalara borçlandılar. Zarar ettiklerini söyleyip borçlarını bıraktılar. Nasıl oluyor da böyle oluyor? Ey devlet sen bunu takip etmedin mi? Çanakkale’de bunun bir örneği var. 2 arsayı ben belediye olarak geldim satın aldım. Sizin paranızla aldım; Yüzme Havuzu, Altın Yıllar Yaşam Merkezi yaptım. Kamuya, hizmetinize sundum.”

 

DEVLET, KAMU BÖYLE YÖNETİLİR…

 

“Ağızlarından düşürmedikleri kamu hakkı, kul hakkı lafıgüzaf. Ben sizlerin haklarını milim milim harcamışımdır. Ne kadar bütçeyi nereye harcadığımın hesabını veriyorum. Devletin de bunu yapması lazımdır.  Her yılki denetimin sonuçlarını internette bulabilirsiniz. Her yıl şeffaf bir biçimde belediye meclisinde okuruz. 5 kuruşluk kamu zararı olmamıştır bugüne kadar. Devlet, kamu böyle yönetilir. Kamu hakkı kavramının sonuna kadar takipçisiyiz. Biz seçilirsek yine aynı duyarlılığı sağlayacağımızdan emin olabilirsiniz.”

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş