BİR ÇANAKKALE KLASİĞİ

Dünya üzerinde sadece Türkiye’ye özgü olan, yüzyıllardır süre gelen bir tarihe sahip deve güreşleri, halen Çanakkale’de korunan ve yaşatılan renkli kültürümüzün değişmez bir parçasıdır.

BİR ÇANAKKALE KLASİĞİ
Yayınlama: 21.01.2017
8.946
A+
A-

 

Adı güreş olsa da aslında can yakmayan, sonu tatlı biten bir oyundur deve güreşi. Heybetli erkek develerin içgüdüsel olarak birbirine meydan okuduğu bir spor, halkın neşeyle kaynaştığı sosyal bir etkinlik, göçerlikten gelen bir toplumun kültürel değerlerini koruduğu bir mirastır deve güreşi…

 

 

Deve güreşleri Çanakkale’de uzun yıllardır yapılmaktadır ve artık Çanakkale’nin değerleri arasında yerini almıştır. Çanakkale’nin dört bir yanında deve güreşleri yapılmaktadır ve bunların birçoğu geleneksel hale gelmiştir. Şölen havasında geçen güreşlere çevre ve il ilçelerden binlerce güreş sever katılmaktadır. Dünyanın hiçbir ülkesinde yapılmayan deve güreşleri ülkemizin en güzel kış sporu ve eğlencesi olarak dikkat çekmektedir.

 

Geçmişi 19. yüzyıla dayanıyor

 

Ülkemizde geleneksel olarak sürdürülen deve güreşlerinin ilk defa bundan iki yüzyıl kadar önce Aydın ilimizin İncirliova ilçesine bağlı Hıdır beyli köyünde yapıldığı söylenmektedir. Ancak A.Münis Armağan’ın “Batı Anadolu Tarihinde İlginç Olaylar” adlı kitabında “Develerin Sonu” bölümünde II. Mahmut döneminde Tire ve civarında deve güreşlerinin yapılmakta olduğu belirtilmektedir. Deve güreşlerinin başlangıç tarihi bilinmemekle birlikte, kervancılığın ve göçerliğin yaygın olduğu dönemlerden beri yapıla geldiği sanılmaktadır. Eskiden göçerler de obalar arası ve kervancılar arasındaki rekabet nedeniyle develeri güreştirirlermiş.

Deveye ün, sahibine itibar, hizmetlere gelir

 

Günümüzde deve güreşleri, Ege Bölgesi’nin İzmir, Manisa, Muğla, Denizli birçok il, ilçe, kasaba ve köylerinde yapıldığı gibi, Marmara Bölgesinde Balıkesir ve Çanakkale, Akdeniz Bölgesinde Burdur, Isparta ve Antalya ve diğer bazı illerimizde de yapılmaktadır. İlk zamanlarda yapılan güreşler hiçbir çıkar gözetmeksizin sadece ün yapmak gayesi ile yapılmıştır. Hatta güreş yapan deve sahipleri güreşe katılan deve ve devecilerin tüm masraflarını şan olsun diye kendi ceplerinden ödemişlerdir. Deve güreşlerinin kendine özgü geleneksel kuralları varsa da yörelere göre bazı değişiklikler göstermektedir. Ancak deve güreşleri, benzeri sporlar gibi kendine özgü bir sahaya, seyirci düzenine sahip değildir. Deve güreşleri için yapılan organizasyonlar özellikle gelir elde etmek üzere eğitim, kültür, sağlık, spor ve sosyal amaçlı konularda faaliyet gösteren dernekler tarafından yapılmaktadır. Bazı yörelerde belediyeler, güreşleri disipline etmek ve belli bir düzene sokmak amacıyla organizasyonlara katılmaktadır. Güreş organizasyonunda elde edilen gelirler, masraflar çıktıktan sonra belirlenen amaçlar doğrultusunda kullanılır. Deve güreşlerinde müşterek bahis ve iddia söz konusu değildir.

 

Bu develer soydan güreşçi

 

Deve güreşleri tek hörgüçlü dişi ‘yoz’ develer ile ‘buhur’ adı verilen çift hörgüçlü erkek develerin çiftleşmesinden meydana gelen ve ‘Tülü’ adı verilen erkek develer arasında yapılır. Bu develer güreş devesidir. Güreş develeri soydan gelir; yani güreş yapan develerin ataları da güreşçi develerdendir. Güreş develeri özel bir biçimde itinayla yetiştirilir ve güreşe hazırlanır. Bunlar 5 ile 6 yaşına geldiği zaman güreşmeye başlarlar. Ve 20 yaşına kadar güreşirler. Normal ağırlıkları dört yüz-beş yüz kilogram olan develer iyi bakım sayesinde bin-bin iki yüz kilograma kadar çıkarılır. Güreş develerine buğday, arpa, yulaf ve burçak gibi yiyecekler uygulanır. Yaz mevsiminde bunlarla beslenen develer sonbaharda gelişir, kızmağa başlar. Kızmağa başlayan develer özel yaptırılan havutla (Deve Semeri) havutlanır. Havutun güreşte faydası büyüktür. Çünkü deve rakibini bununla ittirir, ondan güç alır. Havutsuz deve güreşemez. Kızan develerin ağzından köpük gelince deve güreşe hazır demektir. Güreşler kış aylarında yani Aralık, Ocak, Şubat ve Mart aylarında yapılır.

 

Her devenin bir adı birde namı vardır  

 

Güreşen her devenin mutlaka bir adı vardır. Bu adlar sahipleri tarafından verildiği gibi, güreş anında yaptığı hareketlerden ve oyunlarından dolayı seyirciler tarafından da verilir. TV’nin sevilen dizilerinin kahramanları da develere isim olarak verildiği görülür. Güreş develerinin ismi Havut denilen semerin arkasına konulan süslü bir beze yazılır. Bu beze Peş denir. Bu yazıların altına mutlaka Maşallah yazısı yazılır.

 

Bir başkadır develerin defilesi

 

Güreşlerden bir gün önce güreşlere katılmak için develer geleneksel biçimiyle süslenir. Davul zurna eşliğinde şehir içinde defile yürüyüşü yaptırılır. Ayrıca cadde ve sokaklarda gezilir. Bu görülmeye değer bir olaydır. Şehre geldiğinizde bir yandan davul zurnanın çaldığı zeybek havalarını, diğer yandan develerin yürüyüş esnasında üzerlerine takılan zil ve çanların çıkardığı sesleri duyarsınız. Develerin süslü hali ayrı bir güzelliktir. Onları seyretmeye doyamazsınız. Şehir bayram yerine dönmüştür. Kahvehanelerin önlerinde ise mahşeri bir kalabalık vardır. Deve güreşlerinin meraklıları ordadır, güreşecek develer hakkında hararetli konuşmalar vardır. Başlarında köşeli kasket, boyunlarında poşu, bir ceket, külot pantolon ve körüklü çizmeli deve sahiplerini veya buna özenerek, bu gün için giyinen güreş severler hemen dikkatinizi çekerler. Akşam ise deve sahipleri ile misafirlerin katıldığı, dostlukların pekiştirildiği bir “Halı Gecesi” düzenlenir. Bu bir nevi tanışma gecesidir. Bu gecede yenilir, içilir, yöre türküleri söylenir, zeybek oynanır, misafirler ağırlanır ve açık artırma ile halı satılır. Bu gece güreşlerden bir gün önce mutlaka yapılır. Halk da geceden yiyeceklerini hazırlamıştır. Herkesi bir heyecan sarmıştır.

Develer kızgın seyirciler heyecanlı

 

Sabahın erken saatlerinde halk akın akın güreş alanına gelmeye başlar. Bir kısmı güreşlerin yapıldığı sahada yer kapmaya, bir kısmı da güreş alanı dışında aileleriyle birlikte oturacağı yeri ayarlamaya başlarlar. Mangallar yakılıp yiyecekler açılır, etler pişirilmeye başlanır. Saat 9.00-10.00 civarında güreşlerin yapıldığı yerde saha içi ve saha dışı tamamen güreş meraklılarıyla dolmuştur. Ayrıca saha dışında seyyar satıcılar da yerlerini almışlardır. Bin bir çeşit yiyecekler, içecekler, hediyelik eşyalar tezgahlara düzenli bir şekilde konmuştur. Bu arada yörenin davul ve zurnacıları çalmaktadırlar. Müziğin namelerine kapılıp aşka gelenlerde zeybek oynamaktadırlar.

 

Bu curcuna devam ederken hoparlörden güreşlerin başladığı, güreşecek develerin adları anonsu duyulur. Saha dışındaki hareketlilik ve canlılık bu sefer saha içine girmiştir. Deve sahipleri, sarvan denilen bakıcılarıyla birlikte develeri saha içine getirirler, develer saha içinde bir tur atarlar daha sonra güreşler başlar. Deve güreşleri genellikle saat 9.00-10.00 da başlar. Güreşlerde davul ve zurnanın ayrı bir önemi vardır. Deveyi coşturup, aynı zamanda şenlik olduğunun ilanıdır. Davulcular bu coşkuyu güçlendirmek için tüm hızları ile türküler çalar. Bu sesi duyan develer coşar ve rakibiyle daha iyi güreş yapacak hale gelir

 

Cazgırsız güreş olmaz

 

Mikrofonda develerin isimlerini anons eden Cazgır’ın sesi duyulur. Cazgır, develer için methiyeler söyler, kendisine has usulü ve kafiyeli şiirleriyle güreşlere renk katar. Cazgır, yağlı pehlivan güreşleri gibi deve güreşlerinin de en önemli ve renkli kişisidir. Güreşleri, spor spikeri gibi anlatmaya çalışır. Deve güreşleri, düzenleme komiteleri, güreşlerle ilgili olarak hakem kurulu (Başhakem, orta hakem ve masa hakemi) yeteri kadar urgancı (ipci), güreş develerinin ağızlarını bağlamak üzere ağız bağlayıcılar ile ağız bağı kontrolcüsü görevlendirilir. Güreşen develer birbirleriyle kıyasıya güreşirler. Bazı olacak tehlikeleri önlemek amacıyla develerin ağzı bağcılar tarafından burnunun dört parmak üstünden iple bağlanır ve diğer ekipçe denetlenir. Bu suretle hayvanların birbirlerini ısırması önlenir.

 

Galibiyet için taktik şart

 

Deve Güreşleri Ayak, Orta, Başaltı ve Baş olmak üzere dört kategoride yapılır. Galibiyetler: 1-Kaçırtarak 2-Bağırtarak 3-Yıkarak elde edilir. Birincisinde, deve heybetiyle diğer deveyi kaçırtır. İkincisinde, zor bir oyunla rakibini bağlar, zora gelen rakip deve öbür devenin gücüne dayanamadığı zaman bağırır. Üçüncüsünde ise deve rakibini yaptığı oyunla yıkar ve üzerine çöker. Bir de pes etme biçiminde galibiyet vardır o da, deve sahibi devesinin fazla yıpranmaması için devesini güreşten çeker, bunun için deve sahibi urganı ortaya atar bu pes etme anlamına gelir, öbür deve galip ilan edilir. Yenişemeyen develer berabere kalırlar.

 

Çengelcisi, bağcısı, tekçisi var

 

Develerin güreşlerde yaptıkları oyun adlarından bazıları şunlardır: Bağ, Çengel, Çatal, Makas, Kol Atması, Muşat Çengel, Tam Bağ, Yarım Bağ, Düz Çengel, Tekçi, Kol Kaldırma. Güreşlerin heyecanını artırmak için, değişik oyunları yapan develerin birbiriyle eşleştirilmesine özen gösterilir. Her deve kendi sınıfındaki tülüyle güreşir. Sağdan güreşen develere sağcı, soldan güreşen develere solcu, ayak oyunları yaparak rakiplerinin ayağına çelme atarak oturan develere çengelci, rakiplerinin başını göğsünün altına alıp oturan deveye bağcı, rakibini yıkmak ve kaçırmak için yan yana gelip ittiren ve başıyla ayaklarını yoklayan develere tekçi denmektedir.

 

Yenen gururlu yenilen suskundur

 

Galip gelen deve gururla dört ayağını bir araya getirmek suretiyle böbürlenerek seyirciyi selamlar. Ödül olarak halısını alır ve sahayı terk eder. Yenilen devede mahcubiyet ve suskunluk görülür. Bir deve bir günde bir kez güreşir. Bir güreşin süresi 10 ile 15 dakikadır. Bu kurallar, güreş develerinin nesillerinin azalmaması, develerin fazla yıpranmamaları ve korunmaları için konulmuştur. Bütün bunlar bir disiplin içinde, geleneksel biçimde yapılır. Güreşler sona erdiğinde develer galip gelen deveciler ile deve bakıcıları (Sarvanlar) sevinçli, deve güreşi meraklıları da güzel bir gün geçirmenin, iyi bir güreş seyretmenin mutluluğuyla evlerine dönerler.

 

Çanakkale ve deve güreşleri

 

Çanakkale’de çok eski tarihlerden beri develerle yük taşımacılığı yapılmıştır. Yük taşımacılığında kullanılan deve katarlarının başında yer alan erkek tülü develer kış aylarında birbirleriyle mücadele ettiklerinde önceleri deveciler kendi aralarında, mahalle veya yakın köyler arası develerini birbirleriyle güreştirmeye başlamışlar daha sonra bu daha da yaygınlaşıp genişleyerek il ve bölge çapında organizasyonlara dönüşmüştür.

 

Çanakkale ve çevresinde günümüzde artık deve ile yük taşınmadığından sadece güreştirmek için deve yetiştirilmektedir. Güreştirilecek develer daylak iken yurt dışından getirilmekte, deveciler tarafından beslenip büyütülerek Aralık ve Mayıs ayları arasında Ege ve Marmara Bölgesinde çeşitli organizasyonlarında güreştirilmektedir. Çanakkale merkez, Ayvacık, Biga, Çan, Ezine, Bayramiç ilçeleri ve bu ilçelere bağlı belde ve köylerde kış döneminde deve güreşleri düzenlenmektedir. Bu organizasyonlara devecilerin yanı sıra bölge yöneticileri bölgelerini tanıtmak, bir sosyal aktivitenin getirdiği hareketten yararlanmak için destek vermektedirler. Bu organizasyonlardan kazanılan gelir güreşe katılan devecilerin masrafları karşılandıktan sonra sağlık ocağı, cami, okul su şebekesi yapımı gibi hayırlı işlerde kullanılmaktadır. Bu sosyal aktivite sırasında birçok kişi bir araya toplandığından bunlara yönelik çeşitli tanıtımlar yapılmakta, bölgedeki küçük esnaf mallarını tanıtıp satarak para kazanmaktadırlar. Kış aylarında bölgedeki turizm deve yükü misali canlanmaktadır.

 

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş