VENEDİK DEĞİL AĞAÇKÖY

Doğa hiç bu kadar cömert olmamıştı

Bazen cimri davranan doğa, bazılarımız için suyu bulunmaz bir nimet haline dönüştürürken bazen de evlerimizin içinden akacak kadar cömert davranıyor. Tıpkı sular şehri Venedik’i aratmayan görüntülere sahne olan Bayramiç’in Ağaçköy’ü  gibi.

Kuruluşu çok eskilere dayanan Ağaçköy’ün kaderi Osmanlı döneminde yaşanan bir takım sıkıntılarla değişmiş. Bir zamanlar ana yol üzerinde kurulu bulunan köy, eşkıya baskınlarından yılınca çareyi yer değişikliği yapmakta bulmuş. Bayramiç’ten 4 kilometre içeri taşınan yeni Ağaçköy için öyle bir yer seçilmiş ki ahaliyi berekete görenleri hayrete boğmuş.

Her taşın altından su fışkırıyor

Her taşın altından fışkıran suyuyla meşhur bölgenin en sulak yerini tercih eden köylüler, evlerini de Çandır Deresi’nin üzerine kurup mutfak ve banyolarını su altından akacak şekilde tasarlamış. Bu görüntüsüyle sular şehri Venedik’i aratmayan köy, tam 2 asırdır ne susuzluk çekiyor nede kabarık su faturalarıyla uğraşıyor.

Günümüzde de kullanılmaya devam eden sistem sayesinde her evin mutfak ve banyosunun altından akan dere suyu tüm ihtiyaçları karşılıyor. Kanallar vasıtasıyla evleri dolaşan su kullanılmadığı zaman üzeri tahta kapaklar ile kapatılıyor. İhtiyaç olduğunda ise kapaklar kaldırılıp mutfakta kap kaçaklar yıkanıyor, banyoda duş yapılıyor, halılar yıkanıp evin temizliği yine bu suyla yapılıyor. Bağ, bahçenin sulamasında da kullanılan su bir zamanlar içme amaçlıda kullanılıyormuş. Ama zamanla zirai ilaçlamada kullanılan zehirli atıkların suya karışmasıyla birlikte bundan vazgeçilmiş ve köye şehir şebeke suyu bağlanmış.

Bayramiç’e 4 kilometre uzaklıktaki 400 nüfuslu Ağaçköy’de süregelen 2 asırlık gelenek görenleri hala şaşkına çeviriyor. Mutfak ve banyoları Çandır Deresi’nin üzerinden geçecek şekilde tasarlanan köy evleri, kuşaktan kuşağa bu özelliğini yitirmeden ayakta kalmaya devam ediyor. Köylüler pis suları ise dereye akıtmamaya özen gösteriyor.