HIZLI, SÜREKLİ HAREKET EDEN BİR OYUN: “SOSYAL MEDYA”

Merhabalar…

30 Haziran Sosyal Medya Günü’nü bayram tatili içerisinde geride bırakırken, “sosyal medya” üzerinde durmak istedim bu yazımda. Şu anda bunu okuyorsanız en az bir adet sosyal medya hesabınız ve bir akıllı telefonunuz mutlaka vardır demektir.

“Sosyal” ve “medya” kelimeleri, iki ayrı kavram olarak adeta mucize bir evlilik yaparak hayatımızın vazgeçilmezi haline geldiler. 30 Haziran tarihi de her yıl bu müthiş güce sahip olan olguya istinaden Dünya Sosyal Medya günü olarak kutlanıyor. Aslında sosyal medya hayata öyle bir işlemiş durumda ki, her gün sosyal medya günü desek hiç de abartmış olmayız.

Büyük toplumsal hareketlerden siyasi olaylara, güncel gelişmelerden kişilerin özel hayatının en gizemli detaylarına kadar her konuda çok büyük güç olan sosyal medya, çağımızda her meslekten, her uzmanlıktan ve her kesimden insanın bir şekilde yer alma zorunluluğu hissettiği bir yer haline gelmiş durumda.

1990lı yılların başlarında internet, kademeli olarak insanların hayatına girmeye başladı. İnsanlığın gelişimi açısından bakıldığında, kısa bir sürede çok yavaş bir hızla bağlanan, tam olarak ne işe yarayacağı herkes tarafından çok anlaşılamayan internet teknolojisi, herkesin cebinde gezdirip yalnızca konuşarak saniyeler içinde istediği bilgiye ulaşabildiği bir noktaya ulaştı bugün. Dolayısıyla internetteki bu ileri yönde ve yüksek ivmeli gelişme, sosyal medyayı da aynı hızın daha da ötesine taşımış oldu.

Peki sosyal medyayı neden seviyoruz?

Sosyal medya son derece eğlenceli, çünkü çok sevdiğimiz, ilgilendiğimiz şeyleri takip etmemizi sağlıyor. İster kedi videoları, ister kurabiye tarifleri, ister komik videolar, isterse bireylerin günlük yaşamları ve haberleri olsun, burası tam bize göre. Kullanıcıların dünya çapında neler yayınladıklarını görmek için “hashtag” kullanarak milyonlarca video ve gönderiyi arayıp bulabiliyoruz veya kendi içeriğimizi oluşturabiliyoruz.

Sosyal medya ile kimlerle bağlantı kurabileceğimiz konusunda da bir sınır yok. Favori yıldızlarımızla, yaşam koçlarımızla, yöneticilerimizle ve çok daha başka kişilerle doğrudan mesaj yoluyla iletişime geçebiliyoruz. Bu da bize herhangi birine kolaylıkla ulaşma ve bağlantı kurma fırsatı veriyor.

Sosyal medyanın bir diğer harika yanı ise herkese yeteneklerini sergilemeleri, fikirlerini dile getirmeleri veya günlük aktivitelerini belgelemeleri için bir platform sağlaması. Geleceğin şovmenleri, sinemacıları, yazarları, şairleri, habercileri ve milyonlarca kullanıcı, bir düğmeye basit bir tıklama ile kariyerlerine başlamak için sosyal medyadan yararlanıyor.

Çocuklar ve sosyal medya arasındaki durum nasıl acaba?

Yeni nesil çocukların en büyük problemi internet ve sosyal medya… Çocukların sanal kişiliklere dönüşmesinin ve hayattan kopuk büyümesinin en büyük sebebi olan sosyal medya ve internet bağımlılığının önüne geçmek için uzmanlar çocukların ebeveynleriyle ve sosyal aktivitelerde daha fazla zaman geçirmesini öneriyor.

Özellikle gelişim sürecinde olan çocukların sosyal gelişim sürecini kötü etkileyen etkenlerden biri de aşırı sosyal medya ve internet kullanımı. Hepimizin elinde bulunan akıllı telefonların, tabletlerin ve bilgisayarların günlük hayatımızda kapladığı yer büyüdükçe, interneti her yaştan kitleler kullanmaya başladı. Yetişkinler için de aşırı sosyal medya kullanımı gerçek ilişkilerden uzak, dijital kimliklere bürünmeye neden olmakta. Sosyal medya da birçok şey gibi iyi olduğu kadar, kötü de. Bu duruma çocuklar açısından bir bakalım:

Sosyal medyayı aktif ve yararlı bir şekilde kullanan çocuk, kendini daha ayrıntılı tanıma ve kendini geliştirmeyi öğrenir. Sosyal öz güvenini arttırmayı sağlayabilir. Aidiyet hislerini geliştirmeyi sağlar. Kullandığı internet sayesinde okulda öğrendiği bilgiyi pekiştirebilir ve üzerinde araştırma yapabilir. Bir ideoloji ve dünya görüşüne sahip olabilir.

Bunun yanında sosyal medyanın çocuklara zararları da olabilir. Küçük yaştaki kullanıcıların kaldıramayacağı kadar sert eleştirilere, siber zorbalığa maruz kalabilirler. Yaşlarına uygun olmayan ve kendilerine zarar verebilecek uygunsuz reklamlara, içeriklere denk gelebilirler. Kişisel bilgilerini deşifre edebilir, paylaşmamaları gereken bilgileri paylaşabilirler. Uzun süreler sosyal medya ve internet kullanımı çocukların sosyal aktiviteler için geçireceği zamanı aldığından, hareketsiz kaldığı süreç içerisinde obezite gibi hastalıklara yakalanmasına neden olabilir.

Çocuklar biz ebeveynlerinin denetimi olmadan internet kullanmamalı. Eğer kullanıyorsa, sosyal medya hesaplarına erişimimiz mutlaka olmalı ve sık tarafımızdan sık sık kontrol edilmeli. Gizlilik ayarları ebeveynleri tarafından düzenlenmeli. Kişisel iletişim bilgilerini paylaşmayacağına dair gerekli uyarılar sıklıkla yapılmalı. Tanımadığı birinden veya kötü niyetli birinden mesaj alırsa, açıklıkla söylemesi konusunda gerekli eğitim çocuklara verilmeli.

İnternet ve sosyal medya var, var olmaya da devam edecek. Engel ve yasaklarla değil, doğru kullanımla çocuklarımızı yönlendirmek çok kıymetli. Sosyal medyanın teknolojiden çok, sosyoloji ve psikoloji ile ilgili olduğuna dair bir yazı okumuştum. Bunun ne kadar önemli olduğunu unutmayalım.

Çok sevgilerimle…

Ebru MUTLU ÖZDAMAR

Okul Öncesi Eğitimcisi