CUMHURİYET IŞIĞI HEP YANIYOR

Yayınlama: 28.10.2025
Düzenleme: 28.10.2025
327
A+
A-

 

Cumhuriyet Bayramı yaklaşırken okullarda, sokaklarımızda kırmızı-beyaz bir coşku başlar. Bayraklar pencerelere asılır, okullarda hazırlıklar başlar.  Ama bu özel günün en anlamlı kısmı aslında çocukların kalbinde Cumhuriyetin değerini hissetmeleriyle başlar. Peki biz yetişkinler, bu süreci onların dünyasına nasıl taşırız?

Geçtiğimiz günlerde çok değerli eğitimci Tuğba Özdinç Kater okullarda özel günlerin biraz abartıldığına dair bir paylaşım yapmıştı. O kadar katılıyorum ki… Bence de, okullarda özel günlerin kutlanma biçimi giderek anlamından uzaklaşıyor. Çocuklara değerleri, duyguları, tarihi veya kültürel bir günü öğretmek yerine, çoğu zaman görselliğin ve gösterinin ön plana çıktığı, yarışmacı bir anlayışa dönüşüyor. Oysa bir günün anlamını büyüten şey, o günün çocukların kalbinde ve düşüncesinde bıraktığı izdir; sahne süsleri, kıyafetler ya da fotoğraflar değil.

Eğitim, çocukların dünyasında derinlik yaratmakla ilgilidir, parıltı yaratmakla değil. Özel günleri gerçekten öğretici hale getirmek istiyorsak, çocukların o günün “neden önemli olduğunu” kendi sözleriyle keşfetmelerine alan açmalıyız. Bir kostümden çok, bir düşünce paylaşımı; bir koreografiden çok, bir duygu ifadesi daha kalıcı olur. Çünkü anlam, yaşandığında içselleşir. Belki de artık okulların özel günleri “kutlama”dan çok “anlama” biçiminde ele alması gerekiyor. Daha sade, daha samimi, daha çocuk merkezli. Çünkü bu gösteri kültürü içinde çocukların sesnin yavaş yavaş kaybolduğunu düşünüyorum. Onların merak ettiği, hissettiği, sorduğu şeyler; dekorların ve kostümlerin gölgesinde kalıyor. Her özel gün, aslında çocukların değerlerle, tarihle, insan hikayeleriyle temas kurabileceği çok kıymetli bir fırsat. Fakat biz çoğu zaman o fırsatı estetik bir gösteriye dönüştürerek kaçırıyoruz. Çocuk, o günü yaşarken “Neden kutluyoruz?” sorusuna bir cevap bulamıyorsa, o günün gerçek anlamı ona ulaşmamış demektir. Gösteriler yapalım elbette, ama yaptığımız gösterilerin altını boş bırakmamak, bunu sadece bir görsel bir şölen olmaktan çıkarmak gerekir diye düşünüyorum.

Çocuklar sahiciliği çok iyi hisseder. Onlara sade ama anlamlı ortamlar sunmak, bir çiçeği birlikte dikmek, bir hikayeyi birlikte okumak, bir büyükle sohbet etmek, o günü yüzlerce balondan çok daha unutulmaz kılar. Belki de artık okullarda “daha fazla” yapmak yerine “daha derin” düşünmek zamanı.

Cumhuriyet, çocuklar için karmaşık bir kavram olabilir. Ama Atatürk’ün çocuklara verdiği değeri ve “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” sözünü, bir hikayeyle, bir sohbetle, bir resimle anlatmak mümkündür. Bu dönemde aileler olarak yapabileceğimiz en değerli şey, çocuklarla birlikte şu sorular üzerine düşünmektir:

  • Cumhuriyet neden önemlidir?
    • Atatürk çocukları neden çok severdi?
    • Biz özgür olduğumuzu nerelerde hissediyoruz?
    • Bayramlar neden kutlanır?
  • Sence adalet ne demek?
    • Herkesin eşit olması neden önemli?
    • Özgür olmak nasıl bir şey?
    • Atatürk bir ülke kurmasaydı, hayatımız nasıl olurdu?

Konuşulacak konu çocuğun yaşına göre sadeleştirilip derinleştirilebilir. Önemli olan, onların düşünme ve ifade etme becerilerini besleyen samimi bir iletişim kurmaktır. Bu sorular, çocukların Cumhuriyetin sadece bir tarihsel olay değil, bir yaşam biçimi olduğunu kavramalarını sağlar.

Cumhuriyet, yüzyıl önce bir avuç inançlı insanın umuduyla başladı. Bugün o umut, her çocuğun gözlerinde yeniden parlıyor. Bizler, aileler ve öğretmenler olarak, o ışığı büyütme sorumluluğunu taşıyoruz. Bu bayramda çocuklarımızla birlikte sadece kutlamayalım; anlayalım, hissedelim, yaşatalım.

Cumhuriyet bana göre sadece bir yönetim biçimi değil; her sabah çocukların gözlerindeki merakla yeniden doğan bir umut. Çocukların “Neden?” diye sormaları, düşündüklerini açıkça ifade etmeleri, adalet duygusunu içselleştirmeleri… Bunların hepsi Cumhuriyet’in yaşayan mirasıdır. Çocuklarla yaptığımız her felsefi sohbet, onların özgür düşünceyle tanıştığı küçük bir Cumhuriyet provası gibidir.

Biz ebeveynler ve eğitimciler, bu topraklarda yetişen her çocuğun sadece bilgiyle değil, vicdanla büyümesi için varız. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında çocuklara bırakacağımız en kıymetli miras; sorgulayan, düşünen, hisseden ve üreten bireyler olmalarıdır.

Cumhuriyetin ışığı hep yanıyor, yeter ki biz o ışığın bekçileri olalım.

29 Ekkim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun!

 

Ebru MUTLU ÖZDAMAR

Okul Öncesi Eğitimcisi

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş