YANGINLARIN KÜÇÜK KALPLERDEKİ YANKISI

Yayınlama: 19.08.2025
7
A+
A-

 

Çanakkale’nin ormanları günlerdir alevlerle sınanıyor. Göğe yükselen duman, yanmış toprağın kokusu, sessizleşen kuş sesleri… Hepimizin yüreğini yakan bu tablo, aslında yalnızca doğayı değil, çocuklarımızın hayal dünyasını da etkiliyor. Çünkü yangın, sadece ağaçların değil; küçük kalplerin güven duygusunun da üzerine düşüyor.

Biz yetişkinler için bile baş etmekte zorlandığımız bu felaket, çocukların gözünde daha da büyük ve anlaşılmaz bir hal alıyor. “Evimiz yanar mı?”, “Kuşlar şimdi nereye gitti?”, “Orman geri gelir mi?” soruları, masum dünyalarının endişeyle tanıştığını gösteriyor. Bu yüzden yangınların etkilerini yalnızca ekolojik ve ekonomik zararlarla sınırlı görmemeliyiz; asıl bakmamız gereken yer çocuklarımızın ruhu, duyguları ve gelecek algısıdır.

Çocukların Gözünden Yangın

Çocuk, gördüğünü ve hissettiğini doğrudan içselleştirir. Dumanı gören, siren seslerini duyan ya da büyüklerin panik içinde konuşmalarına tanık olan bir çocuk, “Güvende miyim?” sorusunu kendi kendine sormaya başlar. Oysa güven, çocuklukta en temel ihtiyaçtır. Güven duygusu zedelendiğinde, korku ve kaygı kalıcı izler bırakabilir. İşte bu noktada ebeveynlere çok önemli görevler düşüyor. Çocukların bu felaketi sağlıklı biçimde anlamlandırmaları için öncelikle bizim sakin, güven verici ve umutlu olmamız gerekiyor. Çocuğa gerçeği saklamadan ama yaşına uygun bir dille aktarmalıyız. Onu çaresizlik içinde bırakmak yerine, “Doğa kendini onarır, insanlar birlikte güçlenir.” mesajını verebilmeliyiz.

Çocuklarda Yangının Hissettirdikleri

  • Korku: Alevler, duman ve siren sesleri çocuk için çok ürkütücüdür.
  • Endişe: “Ben de zarar görecek miyim?”, “Evimiz yanar mı?” gibi kaygılar yaşatır.
  • Üzüntü: Yanan ağaçlar, hayvanlar, eşyalar çocukta büyük bir kayıp hissi uyandırır.
  • Şaşkınlık: Yangının büyüklüğü, kontrol edilemeyişi çocuğun aklında sorular oluşturur.
  • Merak: “Yangın neden çıkar?”, “Nasıl söndürülür?” gibi öğrenme isteği doğar.

Yetişkinlerde Yangının Hissettirdikleri

  • Panik: Kontrolü kaybetme duygusu.
  • Çağrışım: Geçmişte yaşanmış başka felaketleri hatırlatma.
  • Çaresizlik: Alevleri durduramamak, doğaya ve canlılara zararını görmek.
  • Öfke: İhmal ya da kasıt ihtimali varsa öfke duygusu güçlenir.
  • Dayanışma: Yardım etme ve birlikte baş etme duygusu da öne çıkar.

Yangınlar Sonrası Çocuklarımızla Neler Yapabiliriz?

* Duygu Paylaşım Çemberi: Akşam ailece oturup herkesin gün içinde hissettiği duyguyu paylaşması, çocukların kendini ifade etmesini kolaylaştırır. Çocuğunuz korkusunu dile getirdiğinde onu dikkatle dinleyin ve anlayın, “Korkmuş olman çok normal, ama birlikte güvendeyiz.” diyerek destek olun. “Ateşi görünce içinden hangi duygu geçti?”

  • “Yangın sana hangi rengi hatırlatıyor?”
  • “Yangını bir hayvana benzetsen, hangi hayvan olurdu?”

Bu tür sorular çocukların hem duygularını tanımasına hem de güvenli bir şekilde ifade etmesine yardımcı olur.

* Umut Fidanı Dikimi: Birlikte bir fidan ya da çiçek ekmek, çocuk için sembolik bir iyileşme yoludur. “Ormanlar yanabilir ama biz onları yeniden büyütebiliriz.” mesajı, çaresizlik duygusunu umuda dönüştürür.

* Yangın Kahramanları Albümü: İtfaiyecilerin, gönüllülerin fotoğraflarından bir albüm hazırlayın. Çocuğunuz yangını sadece bir yıkım değil, aynı zamanda insanların birbirine yardım ettiği bir dayanışma öyküsü olarak görsün.

* Hikaye ve Drama Atölyesi: “Ormanı yeniden yeşerten minik kuş…” gibi umut dolu masallar uydurun. Çocuğunuzla birlikte bu hikayeyi canlandırın. Drama, korkunun oyun yoluyla dışarı çıkmasına ve dönüşmesine yardım eder.

* Doğa İçin İyilik Panosu: Evde bir pano yapıp her gün doğa için yapılan küçük bir iyiliği (kuşlara yem koymak, suyu boşa harcamamak, çöp toplamaya yardım etmek) kaydedin. Çocuk böylece “Ben de faydalı olabiliyorum.” duygusuyla güçlenir.

Yangınlar, doğamızın en acı gerçeklerinden biri. Ancak bu felaketten sonra nasıl ayağa kalkacağımız, çocuklarımıza ne öğreteceğimizle doğrudan ilgili. Onların gözlerinde korkunun yerini umut, çaresizliğin yerini dayanışma almalı.

Çanakkale’nin ve yanan her yerin topraklarına yeniden fidanlar dikilecek, göğe yeniden kuş sesleri yükselecek. Ve bu süreçte çocuklarımız, yalnızca seyirci değil; doğanın küçük savunucuları, geleceğin bilinçli bireyleri olacak. Onlara güven, sevgi ve umut vermek; hem bugünü hem de yarını korumanın en güzel yolu.

Çünkü bu şehir, bu toprak, bu doğa onların geleceği. Ve biz, onlara bu geleceği borçluyuz…

 

Ebru MUTLU ÖZDAMAR

Okul Öncesi Eğitimcisi

 

 

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş