ÇOCUKLAR ve DÜNYA ÇOCUK GÜNÜ ÜZERİNE…

  Her dilde en güzel, en anlamlı sözcük “çocuk”.  Peki çocuk deyince herkesin aklına aynı şeyler mi geliyor acaba? Çocuğa herkes aynı açıdan mı bakıyor? Her çocuk gerçekten çocukluğunu yaşıyor mu?   İşte buradan hareketle Dünya Çocuk Günü fikri ilk kez 1925 yılında, Cenevre’de yapılan Çocukların Refahı için Dünya Konferansı’ndan sonra doğmuştur. Bu konferansta alınan […]

Yayınlama: 01.10.2022
850
A+
A-

 

Her dilde en güzel, en anlamlı sözcük “çocuk”.  Peki çocuk deyince herkesin aklına aynı şeyler mi geliyor acaba? Çocuğa herkes aynı açıdan mı bakıyor? Her çocuk gerçekten çocukluğunu yaşıyor mu?

 

İşte buradan hareketle Dünya Çocuk Günü fikri ilk kez 1925 yılında, Cenevre’de yapılan Çocukların Refahı için Dünya Konferansı’ndan sonra doğmuştur. Bu konferansta alınan karara göre Ekim ayının ilk pazartesi günü Dünya Çocuk Günü olarak kutlanmaktadır. 54 ülke katılımıyla gerçekleşen konferansta “Çocukların Korunmasına Dair Cenevre Bildirgesi” kabul edilmiştir. Dünya Çocuk Günü adıyla çocuklar arasında ortak duygular oluşmasını, ulusların barış içinde yaşama özlemlerinin pekişmesi amaçlanmıştır.

 

Çocukların iyi yetiştirilmesi milletlerin ortak görevidir. Çocukların bakım ve korunması için yapılması gerekenler masaya yatırılmalı ve bu görevler yerine getirilmelidir. Tüm dünyada, barışın ışığında güzellikleri kucaklamak ancak eğitimle mümkündür. Dünya Çocuk Günü çocukların aynı şeyleri hissetmesini, milletlerin barış içinde varlığını devam ettirmesini amaçlar. Bu amaç doğrultusunda Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, daha mutlu ve başarılı çocuklar için Çocuk Hakları Bildirisi’ni yayınlamıştır.

 

Dünya üzerinde birçok çocuk ya savaş ortasında, ya da açlık sınırında yaşamını sürdürmektedir. Bir rapora göre, dünyada 700 milyon çocuk, çocukluğunu yaşayamamaktadır. Şiddet ve savaş nedeniyle göç, erken yaşta evlilik ve hamilelik, çocuk işçiliği, kötü sağlık koşulları ve okula gitmekten mahrumiyet, çocukluğu tehdit eden başlıca etkenler arasında yer almaktadır. Bu koşulları ortadan kaldırmak ve onlara daha iyi bir yaşam sağlamak amacıyla hazırlanan Çocuk Hakları Sözleşmesi, 191 ülke tarafından kabul edilmiştir.

Sevme ve sevilme gereksinimi tüm yaşam boyu devam eden açlık, susuzluk gibi bir duygudur. Bebeklikteki sevgi gereksinimi hiç azalmayacak, biçim değiştirerek varlığını koruyacaktır. Ne kadar başarılı, ne kadar zengin, ne kadar makam ve mevki sahibi olursanız olun sevgiyi yitirdiğinizde kendinizi boşlukta bulmanız kaçınılmazdır. Bilinçli ya da bilinçsiz birçok eylemimizde beğenilme ve sevilme arzusu ön plandadır. Sevildiğini bilmek ve hissetmek bir çocuk için en büyük mutluluktur. Her çocuk sevgiye muhtaçtır.

 

Bugünün fidanları yarının ağaçları olan çocuklarımızın, meyve verebilmeleri için çok iyi bakılmaları gerekmektedir. Çocukların en temel ihtiyaçları anne babaları tarafından karşılanmalıdır. Kimsesi olmayan çocukların bu ihtiyaçları ise devlet tarafından giderilmelidir. Dünyanın neresinde bulunursa bulunsun, bütün çocukların mutlu ve sağlıklı olmaları, eşit eğitim haklarından faydalanmaları tüm ulusların ortak isteği olmalıdır. İnsanlığın mutluluğu ve dünyanın geleceği, çocukların korunması ve sevgi ile yetiştirilmesine bağlıdır.

 

Çocukluk hayatın en özel, en güzel dönemidir. Kaygısız, kedersiz, tek derdin oyun olduğu, karnının bile acıkmadığı zamanlardır çocukluk. Bunu böyle tanımlarken biz, göremediğimiz en uzaktaki çocuğu hiç düşündük mü acaba? Şair Francis Thomson çocukluğu şu sözlerle anlatır: “Çocuk olmak ne demek biliyor musun? Günümüz insanından çok farklı olmak demek. Mucizeden doğan bir ruha sahip olmak demek; sevgiye, aşka, inanmaya inanmak demek; elflerin uzanıp kulağına fısıldayabileceği kadar küçük olmak; balkabaklarını at arabalarına, fareleri atlara, düşkünlüğü yüceliğe, hiçliği her şeye dönüştürebilmek demek, zira her çocuk ruhunda kendi iyilik meleğini taşır; çocuk olmak bir fındık kabuğunda yaşayıp kendini sonsuz uzayın kralı saymaktır.” Böylesi güzel bir tanımın üzerine tüm dünya çocuklarının “çocuk olmaya” hakkının olduğunu bir kez daha vurgulamakta fayda var.

 

Biraz da çocuk olmaktan, çocukluktan bahsedelim… “Her yetişkinin içinde bir çocuk vardır” derler ve bence çok doğrudur bu söz. Ama hiçbirimiz içimizdeki bu çocuğa ilgi, sevgi göstermez, yaşatma çabası içinde olmaz, arada bir hayatımıza katıp onunla oynamayız. Yani büyük çoğunlukla böyle yaparız. Oysa ki çocuk, saflığı, masumiyeti, coşkuyu, sevinci, neşeyi ve daha birçok güzel şeyi ifade eder. İçimizdeki çocuğu yaşatabilsek, zaman zaman biz de onunla çocuklaşabilsek, hayatımız ne denli güzel, ne denli aydınlık olurdu değil mi?

 

 

          Dünyada gelen bir çocuğun ilk öğrendiği şey gülmek ve ağlamak, en büyük isteği ise oyundur. Keşke hepimiz çocuklar kadar oynamaya hevesli, gülmeye hazır olabilsek ve gerektiğinde ağlayabilsek, şarkılar söyleyebilsek, karşımıza her gelene gülücüklerle karşılık verebilsek, içimizdeki kirleri, öfkeyi boşaltıncaya dek gözyaşı dökebilsek… Siz hiç kaygı, endişe, gurur, kibir, kin duyan bir çocuk gördünüz mü? Her gülenle gülmeye, her oynayanla oynamaya, her uzatılan eli tutmaya hazırdırlar. Dil, din, ırk nedir bilmezler, ayrımsız ve koşulsuz herkesi severler, onlara yakın olan herkesle anlaşırlar. Çocuklardaki saf, aydınlık ve coşkulu bakışı herhangi bir yetişkinde bulabilmek günlük hayatta çok olası değildir. Çocukların her bakışları, her davranışları içlerindeki masumiyeti ifade eder. O masumiyet içinde hiç kimseden kötülük beklemez, tüm insanlara karşı güven duyarak yaşarlar.

 

Biz yetişkinler çocukları kendimize örnek alalım, çocuklarla arkadaş olalım, içimizdeki çocuğu unutmayalım, hep yaşatalım… “Çocuk gibisin.” dendiğinde bununla gurur duyalım.  Yaşamın gerçeğine ve gerçek olgunluğa ancak çocuklar gibi yaşadığımız zaman ulaşabiliriz.

 

Barışa ve özgürlüklere duyulan tüm umutların ve özlemlerin gerçekleşmesi dileğiyle… Çocuklar hep gülsün… Gelecek onların… Dünya Çocuk Günü kutlu olsun…

 

                                                                                               Ebru MUTLU ÖZDAMAR

                      Okul Öncesi Eğitimcisi

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş