Merhabalar… 14 Ocak Uluslararası Uçurtma Günü… Aklıma takılan Şubadap Çocuk ’un “Uçurtma” şarkısı ile yazıma başlamak istedim… “Uç uç uçurtma Uçur beni uçurtma Gel bakalım renkli dünyaya” Çok güzeller, rengarenkler ve havada uçup süzülüyorlar… Uçurtmalar!.. Herkesin güzelce tasarlanmış uçurtmalarını uçurduğu ve gökyüzünde inanılmaz bir renk cümbüşünün yaşandığı Uluslararası Uçurtma Günü 1989 yılından bu yana kutlanıyor. […]
Merhabalar…
14 Ocak Uluslararası Uçurtma Günü… Aklıma takılan Şubadap Çocuk ’un “Uçurtma” şarkısı ile yazıma başlamak istedim…
“Uç uç uçurtma
Uçur beni uçurtma
Gel bakalım renkli dünyaya”
Çok güzeller, rengarenkler ve havada uçup süzülüyorlar… Uçurtmalar!.. Herkesin güzelce tasarlanmış uçurtmalarını uçurduğu ve gökyüzünde inanılmaz bir renk cümbüşünün yaşandığı Uluslararası Uçurtma Günü 1989 yılından bu yana kutlanıyor.
Uluslararası Uçurtma Günü, Hindistan’da, festivalleriyle ünlü Gujarat eyaletinde başlamış. Gujarat sakinleri, festivalden aylar önce uçurtmalar üretmeye başlarlarmış, çünkü orayı ziyaret eden insanların hem muazzam bir uçurtma görseline şahit olmaları, hem de uçurtma satın almaları istenirmiş. Gün geleneksel olarak Makara Sankranti olarak adlandırılıyor ve Hint takvimine göre güneşin hasat için geri döndüğü gün anlamına geliyor. Başlangıçta, uçurtma uçurmak çok zenginlerin uyguladığı bir etkinlikmiş, ancak son yıllarda dünyanın dört bir yanından gelen insanların da katılabileceği bir festival haline gelmiş.
Hayal kurmanın yaşı yok, uçurtma uçurmanın da… Uçurtma, hafif malzemeden yapılmış yüzeylerin, rüzgara direnç oluşturan yükselme yönündeki kuvvet ile bağlı bulunduğu ipin oluşturduğu kuvvet arasındaki etkileşim sonucunda gökyüzünde asılı kalabilen nesnelerdir. Sandığımızın aksine, bir oyuncak olarak nitelendirilmiyor. Farklı geometrik şekillerde, balık, kuş, yılan, ejderha veya farklı kültürel figürlerde yüzlerce çeşidi bulunan uçurtmanın ilk yapılışı M.Ö. 3000 yıllarına dayanıyor.
Çin’de doğup uzak doğuda hızla yayılan uçurtma ünlü kaşif Marco Polo tarafından Malaya adalarından satın alınarak Hollanda’ya götürülmüş. Bu şekilde Avrupa ülkeleri uçurtmayı tanımış. Avrupa’ya ulaşan uçurtma burada ciddi bir değişim geçirerek, havada şekiller çizen gösteri uçurtmaları haline dönüştürülmüş. Avrupa ve Amerika’da da aynı uzak doğuda olduğu gibi uçurtma, eğlencenin ötesinde çeşitli etkinliklerde kullanılmış. 1572 yılında Benjamin Franklin’in şimşeğin elektriksel yapısını uçurtma mantığı sayesinde bulması, buna bir örnek olarak belirtiliyor.
Her biri birbirinden güzel tasarımlara sahip uçurtmaların gökyüzünü süslediği Uluslararası Uçurtma Günü, büyük ya da küçük fark etmez herkesi hayran bırakıyor. Ülkemizde Ocak ayı soğuk günlere denk gelse de, eğer çok kötü bir hava yoksa neden kutlamayalım ki… Ancak belki de bu nedenle olsa gerek, ülkemizde uçurtma şenlikleri genelde Nisan ve Mayıs aylarında yapılıyor. Çocuklarımızla kaliteli zaman geçirmek için harika bir gün… Çocuklarımızı ve de bizleri teknolojik meşguliyetten biraz uzak tutması, gökyüzüne bakarak rengarenk hayaller kurmamızı sağlaması bakımızdan nitelikli bir aktivite…
Ülkemizde, “Uluslararası Uçurtma Festivali” ise, 1997 yılında ilk defa İstanbul’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi yapılmış. Bu festival kapsamında, birçok ülkeden çok sayıda profesyonel uçurtmacı ve uluslararası uçurtma hakemleri de Türkiye’ye gelmiş. Uluslararası boyutta uçurtma etkinlikleri ülkemizde ilk kez bu şekilde başlamış.
Gönül çocuk olmak ister, uçurtma bahane! Uçurtma uçurmanın keyfine bir kez varıldığı zaman kolay kolay vazgeçmek mümkün değil! Çocukların da, biz büyüklerin de her zaman keyifle yapabileceği bir hobi olan ve sportif aktivite olarak da görülen uçurtmayı uçurmak için, elektrik ve telefon tellerinin olmadığı geniş bir alan bulunması yeterli. Hangi yaşta olursan ol, uçurtmayla tanıştığında eğlenceli bir hobi edinmenin yanında, uçurtmanın zihinsel ve fiziksel faydalarını görüyorsun. Uçurtma ile sağlıklı bir şekilde enerji harcamanın yanı sıra, zihin ve vücut koordinasyonu da beraberinde geliyor. Özellikle çocukların sporla tanışmasını sağlaması ve evin dışında aktivite yapma isteklerini arttırması açısından çok değerli. Uçurtma uçurmaya başlayan çocuklar, farklı hava koşullarında uçurtmaya zarar vermeden ve doğru açılarla uçurmayı öğrenirler ve böylece sağlıklı ve keyifli bir beyin jimnastiği yaparlar. Uçurtmanın uçacağı açıyı ve çocuğa rüzgarı nasıl arkasına alması gerektiğini öğretmek, uçurtmayı en iyi şekilde uçurabilmesi için harika bir başlangıç yöntemi. Kolların güçlenmesine yardımcı olan uçurtmalar, araç ya da cihaz kullanma yeteneğini de olumlu yönde etkiler.
Ülkemizin ilk ve tek, dünyanın ise 18 uçurtma müzesinden birisi olan Üsküdar Belediyesi Mehmet Naci Aköz Uçurtma Müzesi’ne yolunuz düşerse çocuklarınızla uğramanızı öneririm. Üç bölümden oluşuyor. 2 adet uçurtma müzesi salonu, aynı anda 200 kişinin kendi uçurtmasını yapabileceği uçurtma okulu ve büyük çoğunluğu yabancı kaynaklardan oluşan 850’ye yakın eseri ile uçurtma kütüphanesi. 2500 yıllık uçurtma tarihi ile ilgili görseller, yayınlar eşliğinde hem uçurtma yapımının öğretildiği atölyeler, hem de uçurtmanın kültürel, inanç ve sportif arka planlarının akıcı bir anlatımla sunumunun yapıldığı oldukça özel bir müze. Girişleri ücretsiz, ancak randevu alınarak ziyarete gelinmesi özellikle tavsiye ediliyor.
Winston Churchill’in “Uçurtmalar rüzgarın kuvvetiyle değil, o kuvvete karşı uçtukları için yükselirler.” sözüyle yazımı sonlandırmak istiyorum. Uçmayı öğrenen, hayallerinin peşinden gidebilen, cesur çocuklarla dolup taşan bir dünya dileklerimle…
Ebru MUTLU ÖZDAMAR
Okul Öncesi Eğitimcisi