SAKSI BİTKİLERİ

Yayınlama: 23.08.2024
Düzenleme: 28.08.2024
464
A+
A-

 

 

Şehir yaşantısında her ne kadar doğadan uzaklaşılsa da, her zaman yeşile ihtiyacımız vardır. Ormanlarımızın yandığı ve içimizin çok çok acıdığı bu günlerde doğanın, yeşilin, toprağın varlığı üzerine düşündüm kendimce… Yaşam alanları içerisinde yeşilin görsel olarak rahatlatıcı etkisi olduğu ve bitkilerle uğraşmanın bir terapi etkisi yarattığı bilinir. Bu nedenle ev, okul, iş yeri dekorasyonlarında da sıklıkla saksı bitkilerine yer verilir. Bakımı için uğraş verildiği müddetçe saksı bitkileri bulundukları yere ayrıcalıklı bir karakter katar. “Bizim evde orman var.” diyor oğlum. O kadar çok seviyorum ki yeşili, toprağı, saksıyı… Kocaman balkonumuzda, hareket etmeye alanımız kalmadı… E tabi, zaman geçtikçe büyüyorlar, çoğalıyorlar ve hepsine yeni bir yer buluyorum ben de… Çok seviyorum, çok seviyoruz ailece…

Yaşadığımız alanı güzelleştirmek ve renk katmak isteyenler için birbirinden güzel saksı bitkilerini dekorasyona katmak mümkündür. Beş kiloluk yoğurt kutularını kaplayıp, boyayıp, süsleyerek saksı yapmak, farklı türlerde ve renklerde çeşit çeşit saksılar almak, çiçekli çiçeksiz bitkilerle doğadan esintiler yaratmak… Kulağa hoş geliyor değil mi? Mesela minik sukulentler, ince yeşil yapraklarını aşağı doğru sarkıtan aşk merdiveni, uzun ve ince olan postürüyle paşa kılıcı, minik bir palmiye havası yaratan yuka, alacalı ve küçük yapraklarıyla bir benjamin, mis gibi kokan limon ağacı, kolaylıkla çoğalan aloe vera… Hepsini bir arada hayal edebildiniz mi? Bu yeşil bitkilerin yanı sıra renkli çiçekleriyle yüksek bir yaşam enerjisi katan başka bitkiler de var elbette. Orkide, açelya, lilyum, yelken çiçeği, menekşe, sardunya, küpeli gibi renk cümbüşü katan harika bitkiler gerçekten bir motivasyon kaynağı…

Birçoğumuz genelde bitkilerin oksijen ürettiğini bilir. Fakat sadece oksijenle kalmıyor, birçok faydasını da beraberlerinde getiriyor bitkiler. Yapılan araştırmalara göre, bitkiler oksijen üretip, havadaki kötü gazları temizleyebiliyor. Yüksek desibel sesleri emebiliyor ve hatta hafıza güçlendirdiği bile söyleniyor. Hasta olmaya karşı ihtimalleri düşürüyor ve yaratıcı olmaya yardımcı oluyor. Bu bahsedilen bitkiler %80 oranında havadaki zararlı gazları temizleyebiliyor.

Hani bitkilerle konuşunca büyüdükleri söylenir ya, işte onun aslı şöyleymiş; Karbondioksit! Bitkilerimizle konuştuğumuz zaman, hatta yakınında bulunduğumuz sürece ağız ve burnunuzdan oksijen alıp, karbondioksit salarız. İşte böyle… Böylece, bitkilerin fotosentez hızını arttırarak bitkinin büyümesine katkı sağlarız.

Bitkilerimizin büyümesine katkı sağlamak için yapabileceğimiz en iyi şey onlara ışık, su ve mineral besinler sağlamaktır. Sesin bitki büyümesine katkı sağladığını gösteren araştırmalar bulunsa da, sadece konuşmanız sayesinde bitki büyümesine olumlu etki edebileceğimizi gösteren hiçbir kanıt bulunmuyor aslında. Bitkiler için ideal büyüme koşulları konuşmayla ilgili değil, sıcaklıkla ilgilidir. Tabii ki sardunyalarımıza tatlı birkaç söz söylemek istersek, kimse bizi durduramaz. 😊

“Sen çiçek olup etrafa gülücükler saçmaya söz ver. Toprak olup seni başının üstünde taşıyan bulunur.” demiş Mevlana.

Hadi bugün bir çiçek olduğumuzu düşünelim. Kimimiz bayırlarda bir gelincik, kimimiz az bir su ve odun parçalarının içinden nefes keserek büyüyen bir orkide, kimimiz de hem kokulu hem zarif ve bir o kadar da dikenli gül olmak isteyebilir. Huyumuz ve ruhumuz yansıyacaktır seçeceğimiz çiçeğe. Çiçeğin de kimi zaman açıp coştuğunu, sonrasında sadece yaprak ya da kuru dal olarak kaldığını hatırlayarak çiçek olalım zihnimizde… En sevdiğimiz çiçeklerin çoğu 15-20 gün açar ve biz insanlar bu günler için onları bir yıl bekler ve besleriz. Kuru dal gibi çıplak kalmanın da hayatın bir parçası olduğunu, bizi on beş gün için bir yıl bekleyenler olduğunu düşünerek kendimize bunu hatırlatalım…

            Demiştim ya oğlum evimizde bir orman olduğunu düşünüyor diye… Peki ona neler kazandırıyor bu minik orman?.. Son olarak kısaca ona değinmek istedim. Bir bitkinin yeşerdiğini, büyüdüğünü görmek eğlenceli oluyor mesela. Doğanın döngüsünü öğreniyor, sorumluluk duygusu gelişiyor. Çevreye duyarlılık bilinci kazanıyor. Saksıda minik bir domates büyütüyor, evdeki limon ağacından bir limon koparıyor ve böylece kendi yetiştirdiği şeyi sevmeyi öğreniyor. Bu da sağlıklı beslenme bilincinin bir adımı işte… Bilim ve fen konularına ilgisi artıyor, kendisiyle gurur duyuyor. Bir bitki kuruduğunda üzülüyor mesela, nedenini düşünüyor…

            Belki siz de saksıda bitkiler yetiştirmek isteyebilirsiniz… Ne derseniz?

Yeşille kalın…

 

Ebru MUTLU ÖZDAMAR

Okul Öncesi Eğitimcisi

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş